YAZ KONSERLERİ



Her yaz İstanbul'da ki Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosunda değişik sanatçılar, konserler düzenliyorlar. Biz ailece her konsere gidemesek de bazılarına bilet alma imkanımız oluyor.
Bu sene, bu konserlerden Sıla, Funda Arar, MFÖ konserlerine gitme fırsatımız oldu. 

İlk önce Sıla konserine gittik.


Bugüne kadar Sıla'yı  hiç canlı şarkı söylerken seyretmemiştim. Şarkılarını da pek bildiğimi düşünmüyordum. Sıla'ya olan ilgim sadece televizyonda ve radyoda şarkılarını duyduğum kadardı. Konser alanına vardığımızda, tiyatronun oldukça kalabalık olduğunu gördüm. İçeri girdiğimizde tüm koltuklar doluydu. Dolu olmasını anlatırken, herhalde bu konser alanının ne kadar büyük olduğunu yazmama gerek yoktur.:)) Seyirci kalabalığını görünce, bir sanatçı için bu konser salonunu doldurmanın bir ayrıcalık olduğunu anladım.  Zaten bizim gittiğimiz akşamdan sonra Sıla, konser sayısını arttırmıştı. İlave üç gün daha eklemişti. 
Sıla'nın sesi ve şarkıları muhteşemdi.  Sahne performansının yanı sıra kostümleri, sahnedeki ışıklandırma hepsi çok güzeldi. 
Bu konsere gitmeden Sıla şarkılarını bilmediğimi sanıyordum ama yanılmışım. Çoğu şarkıyı seyircilerle beraber söylediğimi fark ettim. Zannedersem gizli bir Sıla hayranıyım. :)))


İkinci gittiğim konser,  Funda Arar konseriydi.

Bu konser diğerine göre seyirci sayısı bakımından daha rahattı. Doluluk oranı yüzde doksan gibiydi. Az da olsa boş yerler vardı. Yine de Funda Arar fanatikleri balonlarla sanatçının adını yazmışlar ve heyecanla onu bekliyorlardı. 
Konserin başlangıcı da ilginçti.  Funda Arar'ın sahneye çıkmasına beş dakika kala kulisten canlı yayın yapıldı. Canlı yayını da sahnede ki büyük ekranlarla seyirciye gösterdiler.  Bir kişi arka tarafta  gezici bir kamerayla, görev alan kişilerle tek tek konuşuyordu.  Kulisi dolaşarak en son Funda Arar'ın sahneye hazırlandığı odaya geldi. Onun makyajının son anlarını seyirciye gösterdi. Daha sonra da Funda Arar odasından kamerayla çıktı ve kameranın onu takip etmesiyle sahneye ulaştı. Giriş şarkısına böyle başladı. 
Funda Arar ilk şarkısını söylerken, çok değişik bir kostümle seyircinin önüne çıktı. Kafasına bol taşlı, yer yer zincirleri yüzüne sarkan ışıl ışıl  büyük bir taç takmıştı. Şarkı bitince tacın ağırlığından bahsederek ve  yardım alarak -tek başına asla çıkaramazdı- sahnede tacı çıkardı. Kafasındakini sahnede çıkarması, konser açısından değişik bir andı. Zaten daha sonra magazin programlarında tacın çıkarılması haber olarak verildi.
Funda Arar'ın bu şovundan başka, sahne kostümleri, sesi ve şarkıları da çok güzeldi. 



Üçüncü konserimiz MFÖ yani Mazhar-Fuat-Özkan üçlüsüydü.


Bu grup çok eski bir grup olmasına rağmen konser alanına girdiğimizde kalabalığa inanamadık. Harbiye Açıkhava Tiyatrosu hiç görmediğim kadar doluydu. Hiç boş yer yoktu. Ayrıca merdivenlerde iki sıra halinde ve duvar kenarlarına  oturanlar bile vardı. Gittiğim konserler arasında kıyas yapmak gerekirse tıka basa dolu diyebileceğim bir konserdi. Ayrıca  her yaş aralığından insan vardı. Seyirciler arasında on sekiz yaşında gençler de vardı. Yirmili, otuzlu orta yaş grubundan insanlar da  yetmiş yaşında zor yürüyen yaşlı amcalar da vardı. MFÖ için her yaşa hitap ediyor diyebiliriz.
Bu konserler arasında en keyif aldığım, en eğlendiğim konser MFÖ konseri oldu. Hatta bugüne kadar gitmediğim için üzüldüm. 




Açık hava da konser izlemek, hele de sevdiğin sanatçıyı izlemek çok keyifli oluyor. 
Bu tür konserler  insanın ruhunu besliyor. Fırsat buldukça bu tür etkinliklere giderek stresli büyük şehir hayatından iki saat de olsa kopmak gerekli.
Sonuç olarak ; günlük gerginliklerden arınmak için müzik dinlemek, konsere gitmek insana ilaç gibi geliyor. 
Atalarımız ne güzel demiş; müzik ruhun gıdasıdır. :)))









Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

YAHYA EFENDİ TÜRBESİ'NİN GİZEMİ!

KRAKOW

SERGİ MEKANI- MEŞHER