YAHYA EFENDİ TÜRBESİ'NİN GİZEMİ!

Dua etmek insanı rahatlatan bir ritüeldir. Dua sırasında Allah'a kendimizi yakın hissederiz. O anda yaradan ve yaratılan baş başadır. Dua ederken gelecekle ilgili tanrıdan istediklerimizi, dileklerimizi tek tek içimizden söyleriz. Ellerimizi açarak Allah'tan bir şeyler isterken, o an çok mistik bir andır. Kişinin bir dine yada Allah'a inancı varsa, dua ettiğinde, içi aydınlanır ve huzur bulur. 

İnsanın hiç görmediği bir şeye inanması da gizemlidir. Dokunamadığı, sesini duymadığı bir güce inanmak, ona gönülden bağlı olmak, güven duymak, çok yüce bir duygudur. Bu duygular dua ederken, çoğu insanın hissettiği şeylerdir. 
Zaman zaman Allah'a yakın olmak ve ona dua etmek için camilere gidildiği gibi eski çağlarda yaşamış din alimlerinin, mezarlarının olduğu türbe denen binalara da gidilerek dua edilir.

Dua etmek için ben de zaman zaman çeşitli camilere yada türbelere giderim. Yine dua etmek için, bir cuma günü Beşiktaş'ta bulunan Yahya Efendi türbesini ziyaret ettim.  Bahsettiğim türbe Çırağan Sarayı'nın karşısındaki Yahya Efendi Sokağındaki dik, eğimli yokuşun sonunda bulunuyor. Aslında burası 1538 yılında külliye olarak yapılmış. Buranın içinde kütüphane,çeşme, cami, medrese bulunuyor. Osmanlı döneminde buradaki medrese de matematik, tıp, geometri dallarında Yahya Efendi eğitim verirmiş. Şimdilerde burada caminin yanı sıra Yahya Efendi'nin ve tüm ailesinin mezarları bulunuyor. [1]



Yahya Efendi; Kanuni Sultan Süleyman'ın süt kardeşiymiş. Kendisi Trabzon'da doğmuş. Eğitimini Trabzon'da tamamlayarak İstanbul'a gelmiş. İstanbul'a geldikten sonra kadılık yapmış. Kadılık görevinden ayrıldıktan sonra ise Beşiktaş'ta  şimdiki yerini alarak, burayı önce dergah sonrasında da külliye olarak kullanmış. Burada bir çok öğrenciye tıp ve İslam ilminden dersler vermiş.
Kanuni Sultan Süleyman'ın kendisine çok değer verdiği, bizzat padişahın Yahya Efendi'nin dergahına gelerek onun sohbetlerine katıldığı söylentiler arasında bulunuyor.[2]
Yahya Efendi Türbesinin ayrıca boğazı ve denizcileri koruduğuna inanılıyor. Osmanlı Donanmasının Yahya Efendi'yi selamlamadan, duasını almadan sefere çıkmadığı rivayet edilmiş. Denizciler sefere çıkmadan tekneleriyle Ortaköy'e yanaşır, tüm denizciler teknenin güvertesine çıkar ve ''ey ya molla'' diye seslenirlermiş. Yahya Efendi de onlara karşı cevap verir, zaferle dönmeleri için dualar edermiş. Daha sonraları bu sesleniş halk arasında ''hey ya mola'' olarak değiştirilmiş. [1]


Yahya Efendi'nin anlatılan rivayetlerinden biri de Hz. Hızır ile görüşmesidir. Bir diğeri ise şu anda türbesinin bulunduğu yerin karşısında ki kıyıda, Beykoz'da bulunan Yüşa Hazretlerinin o zamanlar belli olmayan mezarının yerinin, kendisi tarafından tespit edilmesidir. Ayrıca gayrimüslimlerin onunla konuştuktan sonra Müslüman olması da anlatılan söylentiler arasındadır. [1]



Padişahlık zamanlarında, bu topraklarda İslam ilmiyle uğraşan bir çok ilim sahibi, bilge kişiler varmış. Ayrıca bu bilge kişilerin gerçekleştirdiği bir takım mucizeler de halk arasında konuşulurmuş. Mucizelere inanmak günümüzde pek mümkün değil. Ancak geçmiş zamanlarda  bu insanlara karşı büyük hayranlık duyulduğu için  tanrısal güçleri  kulaktan kulağa, belki de dedikodu olarak büyütülmüş olabilir. 

Mucizeler gerçekleştirdiğine inanılan, halk tarafından sevilen İslam alimleri öldükten sonra da mezarları, özel odalara konmuş ve itinayla korunmuş. Türbeler de bu özel odalardaki din alimlerinin kabirleridir. 

Bu özel insanların mezarları zaman içinde ünlenmiş, orada edilen duaların kabul edildiğine inanılmış. Böyle olunca da toplumumuzda türbe ziyareti, cami ziyareti kadar önem kazanmış. Fakat  insanlar zaman zaman türbe ziyaretlerinde, dua ederken, aşırıya kaçmışlar. Bunlardan bazıları; mezarları öpmek, mezarların etrafında dönmek, buralara bez bağlayarak  türbelerden yardım beklemek. 

İslam dininde bu tür aşırılığa kaçmayı peygamberimiz hiç bir şekilde onaylamamıştır. Türbe ziyaretlerini de sessiz ve sakin yapmak gerektiğini, bilhassa  hadislerinde önemle belirtmiştir. Türbelerde ahirete intikal eden din alimlerine dua edip, dileklerimizi Allah'tan istedikten, sonra bu mezarların ziyaret edilebileceğini bizzat Peygamberimiz belirtmiştir. [3]




Sonuçta her şeyde olduğu gibi Allah'a dua ederken aşırıya ve gösterişe kaçmamak gerekir. Yahya Efendi türbesinde de yazdığı gibi;

Edeb Yahu;
Eline, diline, nefsine
hakim ol!







Kaynaklar:
[1]  
https://www.sabah.com.tr/cumartesi/2016/06/18/bogazin-manevi-koruyucusu-yahya-efendi

[2]
 http://www.islamveihsan.com/yahya-efendi-kimdir.html

[3] 
http://www.fikih.info/turbe-ziyareti-adabi/





Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KRAKOW

SOSYAL KELEBEK KİMDİR?