SAN FRANCİSCO -1
Bu sene (2018); kurban bayramının dokuz gün olmasından faydalanarak ailece, Amerika'ya San Francisco şehrine yolculuk yapmaya karar verdik.
Türkiye'ye en uzak noktalarından biri olan San Francisco şehrine uçak yolculuğumuz, giderken 13 saat, dönerken 12 saat sürecekti. Uçak yolculuğu uzun olduğu için sıkıntılı geçebileceği hepimizi ayrı ayrı düşündürüyordu. Uçuşları biraz araştırınca direk uçuşların yanı sıra aktarmalı da bir çok hava yolunun San Francisco'ya uçtuğunu gördük. Ancak aktarma yapıldığı zaman bazı şehirlerde çok uzun bekleme süreleri olabiliyordu.
Yolumuzu daha fazla uzatmak istemediğimiz için giderken 13 saat dönerken 12 saat olan uçak yolculuğumuzu Türk Hava Yolları'nın San Framcisco'ya direkt olan uçuşu ile yapmaya karar verdik.
Yani uzun olan uçuşu aktarmalarla daha da fazla uzatmak istemedik. Direk gidelim belki uçakta yolculuk süresince uyuruz, böylece zaman geçer diye düşündük. İndi bindiyle vakit kaybetmek istemedik.
San Francisco'ya gitmemizin sebebi; hem benim hem de eşimin 1979 yılında TRT1 de San Francisco Sokakları isminde polisiye bir diziyi izlemiş olmamızdır.
Bu dizi çocukluğum da televizyonda soluksuz izlediğim bir diziydi. Eşimle konuştuğumuzda, onun da bu diziyi yayınlandığı dönemde izlediğini öğrenmiştim.
İkimiz de bu dizi yüzünden bu şehri özellikle de inişli çıkışlı yollarını çok merak ediyorduk. :) 9 günlük bayram tatilini yakalayınca da San Francisco'ya gitmeyi planladık.
Uçak biletini THY nın direk san Francisco uçuşundan ayarladık. Moteli ise Hotels.com dan, araştırarak, yerimizi ayırttık.
Motelde kahvaltı dahildi.Kahvaltıyı dışarda yapmak isteyenler için motelin yakınında çeşitli kahvaltı yapılacak mekanlarda bulunuyordu. Biz kaldığımız motelin kahvaltısını tercih ettik. Kontinental kahvaltı -ekmek,tereyağ,reçel,bolca müsli,çay,kahve,meyve suyu,süt- hizmeti vardı. Bizim için çayın olması yeterliydi. Sabah her Türk gibi çaysız yapamayanlardanız. Ailece çay tiryakisiyiz :)) 3-4 fincan çay içmeden kendine gelemeyen bir aileyiz. Neyse ki kaldığımız motelde sabahları çayımızı bolca içebildik.;))
Bizim kaldığımız yerin adı Motel Capri'ydi. Motelimiz Marina District bölgesindeydi. Motel yürüyerek Merkeze 2.6 km, Lombard Street 1.3 km,Union Meydanına 2.6 km mesafedeydi. Anlaşıldığı üzere merkeze otelimiz çok yakındı.
Ayrıca paralel caddesinden geçen 30 nolu otobüsle de Union Square'e ulaşılıyordu.
Motelimiz özellikle evsizlerin olmadığı bir bölgedeydi.
San Francisco evsizlerin, sokakta yaşayan insanların çok olduğu bir şehir. Otel ayarlamak için araştırma yaparken buna özel itina gösterdik. Otel sitelerinde ki yorumlarda çoğunluğun şikayetleri otel çevresinde ki evsizlerdi.
Çook iyi bir araştırma sonunda kaldığımız otelin yakınında değil arka sokaklarında dahi evsiz (homeless) insanlar yoktu.
San Francisco çok büyük bir şehir olduğu için şehri dolaşmak için 2 günlük hop on hop of otobüslerinin biletlerinden aldık.
İlk gün otobüsten hiç inmeyerek gezilecek tüm yerleri otobüsle gezdik. Bizim tur otobüsümüz ekstradan Golden Gate köprüsünü geçtikten sonra SAUSALITO ve OAKLAND BRİDGE yi geçip TREASURE ISLAND' da gezdiriyordu.Yalnız her tur otobüsü bu belirtiğim yerleri gezdirmiyor. Bilet alırken yapılan turu iyi incelemek gerekiyor.
Tura ait olan ikinci günü de aklımızda kalan,detaylı gezmek istediğimiz yerleri tur otobüsüne inip binerek gezdik.;)))
San Francisco'da gezilecek yerler :
Coit Tower:
Kuleye çıkmak ücretli.Ücreti ödedikten sonra kolunuza I love SF damgası basılıyor.:))
Büyükler 9 dolar, öğrenci 6 dolardı. Kuleye çıkmak için görevli asansöre yönlendiriyor ve asansör ile 13. kata çıkılıyor.
Kulenin en üst katı camlarla çevrilmiş ama ziyaretçiler fotoğraf çekebilsin diye
ortalarda ki pencereler açık tutuluyor. Kuleden 360 derece şehri izleme olanağı bulunuyor.
Buradan San Francisco'nun tüm simgelerinin fotoğraflarını çekebilirsiniz. Ayrıca panoramik fotoğraf çekimi için Coit Tower çok uygun bir yer.
Sekiz tane keskin dönüşlü viraja sahip bir cadde. Virajlar S şeklinde, kısa bir cadde olduğu için virajlar çok keskin. Araçlar bu yüzden buradan çok yavaş geçiyor. Lombart Street sadece rampa aşağı tek yön, iniş olarak kullanılıyor.
Caddeyi ve virajların etrafını ortanca çiçekleri ve rengarenk değişik çiçeklerle süslemişler. Sonucunda da çok güzel bir ortam yaratılmış. Ayrıca virajların hemen dibinde ise renkli renkli iki ve üç katlı evlerde oturanlar bulunuyor.
Palace Of Fine Arts :
Türkçesi Güzel Sanatlar Sarayı. San Francisco gibi modern bir şehirde karşımıza çıkan bir doğa harikası.Bir parkın ortasında göl, etrafında ağaçlar ve bitkiler, gölde yüzen kuğular tam anlamıyla bir masaldaymış gibi hissedebilirsiniz.
Gölün tam ortasında tarihi bir yapı bulunuyor. Tam anlamıyla görsel bir şölen yaşamak isteyenler için görülmesi gereken yerlerden biri.
Hop on hop of otobüsleriyle buraya ulaşabilirsiniz.
Biz bu otobüslerle buraya geldik. Burada inip gezince burada ki güzellik karşısında büyülendik.
Mission :
Farklı kültürden insanların bulunduğu bir mahalle.Daha çok Latin Amerikalıların yaşadığı bir yer
Sokaklarında grafitilerinin olduğu , değişik lezzetlerin bulunduğu rengarenk bir mahalle.
Grafitiler için sağlı sollu bir sokağı ayırmışlar, bunları fotoğraflamak da ayrı bir keyifti.
Buradan geçip DOLORES PARK'ta çimenlere uzanıp piknik yapma imkanınız olabilir. Hele de hava güneşliyse,park çok kalabalık oluyor. Sanki tüm San francisco bu parkta buluşuyor gibi bir hisse kapılabilirsiniz.
Castro:
San Francisco LGBT bireylerinin oldukça fazla olduğu bir şehir. Bir anda şehir merkezinde de iki erkeği el ele görebilirsiniz. Şaşırmayın.!
Castro mahallesi LGBT den insanların, çoğunlukla yaşadığı bir mahalle. Mahallede hemen hemen her yerde renkli bayraklar asılıydı.
Biz gittiğimizde yaya geçitleri bile gökkuşağı renklerindeydi.
Bu arada ufak bir bilgi ; Castro adını mahallede ki tiyatrodan almış.
Mahalleye geldiğinizde etrafta anadan doğma erkekler de görebilirsiniz, şaşırmayın. ;)))))
Alamo Square :
San Francisco'ya özgü viktoryan tarzı evlerin en güzel görüntüsünün olduğu bir yer. Burada bazı Amerikan dizileri de çekilmiş.
Bu evlerin tam karşısı da yemyeşil park. Bir sürü insan bu parkta oturarak evlerin güzelliğini
izliyor ve piknik yapıyordu.
Alcatraz adası:
1960'lı yıllara kadar hapishane olarak kullanılmış Alcatraz Adası. Amerika'nın en azılı mahkumları bu hapishanede, yüksek koruma uygulanarak tutulmuş. Bu hapishaneden kaçmak da imkansızmış. Hatta bu hapishaneyle ilgili bir kaç tane film bile çekilmiş.
Şimdilerde ise müze olarak halkın ziyaretine açık. Alcatraz adası için Pier 33 den tekneler
kalkıyor.
Ufak bir uyarı yapmadan geçemeyeceğim, burayı gezmek için biletinizi San Francisco'ya gelmeden internet üzerinden almanız gerekiyor. Biletler çok uzun zaman önce satılıyor. Kuyruğa girerek bilet almak imkansız. :((
Haight Ashbury :
Haight ve Ashbury caddelerinin kesiştiği bölgeye ve çevresine verilen bir isimdir. Bu cadde üstünde bir çok ikinci el dükkan, son zamanlarda popüler olan Burning Man gibi festivallere gidenler için değişik kıyafetler satan mağazalar çokca bulunuyor.
Ayrıca 1970 yıllarına ait kıyafetlerin satıldığı dükkanlar, plak dükkanları, kafe , market ve restoranların bulunduğu bir cadde.
Geçmiş yıllarda hippiler buraları mesken tuttuğu için bu cadde meşhur olmuş. Şimdiyse turistlerin dolaştığı bir cadde olmuş.
Oldukça renkli bir cadde. Çoğu duvarda değişik grafittiler var. Cadde üstünde diğer yerlere göre evsiz insanlar daha çok, fakat polis sürekli dolaşarak evsizlerin diğer insanlara rahatsızlık vermemesi için bu insanlara müdahale ediyordu.
Haight Ashbury den aşağı doğru yürüyünce Washington Square park karşınıza çıkıyor.Bu parkta sandviçinizi alıp çimlere uzanarak dinlenebilirsiniz. Biz bu parkın yakınından geçerken parkta açık hava sineması kurulmuştu. Herkes örtülerini yerlere sermiş, yiyeceklerini, içeceklerini almış filmin başlamasını bekliyordu. Müthiş güzel bir atmosfer vardı. :))))
Golden Gate Köprüsü:
Köprünün uzunluğu 2,7 kilometre ,yüksekliği 227 metredir. Aslında köprü yapılırken turuncu rengine boyanmış. Ancak hava şartlarından dolayı yıllar içinde köprünün rengi kırmızı olmuş. Golden Gate köprüsü kırmızı rengiyle de bütün dünyada meşhur olmuş.
Merkezden 28 numaralı otobüs ile köprünün yakınına kadar geliniyor. Sonra da yürüyerek köprüyü geçebiliyorsunuz.
Köprüyü geçerken etrafta fazla bir güvenlik önlemi alınmamış.Bazı yerlerde tel örgüyle kapatılmış ama çoğunlukla köprünün kenarları açık. Sadece korkuluklar var eğilip , aşağıya denize doğru bütün yürüyen insanlar bakabiliyor. Etrafta da bizde olduğu gibi görevli, polis falan da yoktu.
Golden Gate Köprüsü'nden geçerken bizim ülkemizde ki Boğaz Köprüsü'nü düşündüm. Bizim köprüler de güvenlik olduğu halde,köprüden atlayarak intihar edenler oluyor, gerçekten çok üzücü. :((
Dileyen bisiklet kiralayarak , köprüyü bisikletle geçilebiliyor.
Köprünün bir yanı pasifik Okyanusu olduğu için köprünün ortasında rüzgar oldukça fazla. Burayı yürüyerek geçerken üşümemek için kalın bir şeyler mutlaka yanınızda bulundurmayı unutmayın.
Köprüyü geçtikten sonra karşı tarafta ufak bir park ve oturup bir şey yemek, içmek için kafeterya ve fotoğraf çekmek için geniş bir alan bulunuyor.
Sausolite :
Golden Gate köprüsü'nü geçtikten sonra ,deniz kenarındaki yerleşim yerinin adı Sausolite.
Burası küçük bir tatil kasabasını anımsatıyor. Bizim Hop on Hop of otobüsümüz sayesinde görme imkanımız oldu. Burada küçük bir yat limanı var. Yat limanı sebebiyle özel teknelerin yanaştığı , huzurlu bir yer. Cafeler, restoranlar, parklar ve bahçeler oldukça fazlaydı.
Turumuz sayesinde , otobüsten inmeden gezme imkanı bulduk.
Çin Mahallesi (Chinatown) :
Amerika'nın en büyük Çin mahallesi, San Francisco'da olan Çin mahallesiymiş. Burayı gezince çok büyük olduğu anlaşılıyor. Tüm tabelalar Çince olunca kendimizi Çin'de dolaşıyor gibi hissettik.
Tam anlamıyla ufak bir Çin dedikleri kadar vardı. Marketlerinde satılan Çin'e ait meyveler,etler, yiyecekler çok değişikti. Çin kültürünü tam anlamıyla yansıtıyordu.
Hediyelik eşyalar, kasaplar, balık satan dükkanlar,ne olduğunu anlamadığımız etler ,her yerden çıkan çekik gözlü insanlar, başımızı döndürdü. Her yer bu mahallede de rengarenkti. sarılar,kırmızılar,yeşiller tüm tabelalara ve süs olarak konan eşyalarda görülüyordu. Burada da duvarlarda kendilerine özgü grafitti görmek mümkündü. Sokaklarda Çin'e ait müzik aletleriyle müzik yapan sokak sanatçıları kendi müziklerini yapıyorlardı.
Little Italy :
Little Italy' e akşam üstü gitmelisiniz. Cıvıl cıvıl restoranlar ve klüplerle dolu bi mahalle.
Her bir direkte, duvarda İtalya'nın bayrağını görebilirsiniz. Kafelerde kahvenizi içebilir ya da kaldırımda ki masalarda oturarak şarabınızı yudumlayabilirsiniz. Ya da canlı müzik yapan bir pub da içkinizi içerek müziğin tadını çıkarabilirsiniz.
Golden Gate Park :
Haight Ashbury caddesinin bitiminden sonra Golden Gate Park başlıyor. Alabildiğine yeşillik içinde ,New York Central Park'tan daha büyük bir parkmış. Parkın içinde bir kaç tane göl, Japon bahçesi, bilim müzesi, arboretoryum , botanik bahçesi,golf sahası, at binme sahası, çocuk oyun alanları, piknik alanları, bisiklet yolu daha bir çok aktivite alanı bulunuyor. Size
önerim Haight Ashbury caddesinin sonunda ki Whole Food Market'den yiyeceklerinizi alarak bu parkta piknik yapmanız.
Golden Gate Parkta bir çok evsiz görebilirsiniz ama size pek bulaşmazlar, evsizlerin çimenlere uzandıklarını ve uykuya daldıklarını görebilirsiniz. :))
Union Square :
San Francisco şehrinin merkezi olarak bilinen meydan, bizim ülkemizde ki Taksim meydanı gibi bir yer. Paralel caddelerinde dünyaca ünlü, bilinen pahalı mağazalar
bulunmaktadır. Alışveriş yapmak için San Francisco'nun en uygun yerlerinden biri Union Square.
Meydanda kurulu olan sahnede çeşitli müzik ve gösteriler ücretsiz olarak halka ve turistlere sunuluyor.
Hemen hemen her hafta değişik aktiviteler düzenlenmekteymiş. Ayrıca bu meydanda yüksek katlı gökdelenleri de görebilirsiniz.
Meydanı ve etrafını dolaştıktan sonra , yorulduysanız Macy's en üst katında,CheescakeFactory' de çilekli cheescake yiyerek Union Square kuşbakışı bakabilirsiniz.
Union Square Hop on Hop of otobüslerinin bilet almak için de en uygun yerlerinden biri. Biletinizi aldıktan sonra otobüsü beklemek için kuyruğa girebilir, bu arada meydanda ki kalabalığı izleyebilirsiniz.
Bu meydandan ayrıca Cable Car-tramvay'a da binebilirsiniz. Fakat Cable Car için de uzun, çok uzun :) bir kuyruğu beklemeyi göze almalısınız.
Fisherman's Wharf- Pier 39 :
Fisherman's Wharf Türkiye'de ki boğazın kenarı gibi bir yer. Bebekten başlayıp Emirgan'a kadar uzanan karayolu gibi hayal edebilirsiniz.
Burası da çeşitli restoranlar , cafeler , alışveriş ve hatıra eşya satan dükkanlarla dolu bir bölge. Yabancı ülkeler böyle yerleri güzel pazarladıkları için burası tıklım tıklım turist ile doluydu.
San Francisco'da ki tramvay hatlarından bir tanesi de Fisherman's Wharf 'tan başlayan Cable Care noktası. Bu noktada da Cable Care binmek için burada da uzun bir kuyruk bulunuyor.
Fisherman's Wharf bitiminde Pier 39 başlıyor. Burası da restoranlar, cafeler , bir çok değişik dükkan ve hatıra eşya satan mağazalarla dolu bir alan. Hard Rock Cafe Pier 39 un hemen girişinde kapısı gitar şeklinde yapılmış, hemen dikkat çekiyor.
Ayrıca Pier 39 un içinde ünlü Forrest Gump filminden yola çıkılarak dizayn
edilmiş olan Bubba Gump restoranına da uğramadan geçmedik. Burada karides sipariş ederek, kapısında ki Forrest Gump'ın oturduğu bankta fotoğraf çektirmeden ayrılmadık.
Pier 39 un içinden yürüyerek denize ulaşıldığında deniz aslanlarını izleyebilirsiniz. Kalabalıktan ve deniz aslanlarının çıkardığı garip seslerden burayı kolaylıkla bulabilirsiniz.
Cable Car :
Cable Car bizde ki Taksim'de olan tramvay'ın aynısı. Tabi San Francisco'nun bazı sokakları inişli çıkışlı olduğu için bu sokaklarda tramvayın ilerlemesi de orjinal bir görüntü yaratıyor. Ayrıca tramvaya binildiğinde oturanların yanısıra ayakta, tramvaydan sarkarak yolculuk etmeye de izin veriliyor.
Tramvaya binince oturdum diye sevinmeyin. Çünkü önünüze direk gibi dikilen :) yolcular bindiğinde çevreyi izleme ve çekim yapma imkanınız olmayacaktır.
Cable Car binmek için kişi başı 7 dolar ücret ödeniyor. Tramvay sürücüsünden bilet alınıyor. Cable Care'a üç tane binme noktası bulunuyor.
Birincisi Fisherman's Wharf dan binilen durak, Union Square de son buluyor.
İkincisi California Street den biniliyor, China Town'dan geçerek Market Street de iniliyor.
Üçüncüsü Union Square dan biniliyor ama bu tramvay iki yöne gidiyor. Birinci hat Taylor Street' e gidiyor. İkinci hatsa Fisherman's Wharf'a gidiyor. Tramvaya binerken nereye gittiğini sormanız gerekiyor.
Hepsi içinde uzun bekleme kuyruğunu göze almak gerekiyor. Şansınız varsa bazen kuyruk az olabiliyor.
San Francisco'nun sokaklarında bu tramvayla yolculuk yapmak da ayrı heyecanlı. Tramvay hareket halindeyken yanlardan sarkarak yolculuk yapacaksanız sıkı tutunmanızı tavsiye ederim.Pasifik Okyanus - Ocean Beach :
Okyanusun kenarına Golden Gate Park'ı geçerek ulaşılıyor. Parkı yürüyerek geçmeyi :) başarırsanız okyanusun kenarına ulaşabilirsiniz. Ya da bir kaç otobüs değiştirerek ya da günlük araba kiralayarak da gidilebilir. San Francisco'ya gittiyseniz ocean beach e de gitmenizi tavsiye ederim. Şansınıza hava da güzelse muhteşem okyanus fotoğrafları çekebilirsiniz.
Yorumlar
Yorum Gönder