AĞRIYLA YAŞAMAYI BECEREBİLİR MİSİNİZ?

Başlıktaki soruyu hiç kendinize sordunuz mu? 

Hiç zannetmiyorum! Çünkü kimsenin aklına geleceğini düşünmüyorum. ;))
Siz bu soruyu kendinize sormuyorsunuz ama ağrıyla ya da acıyla yaşamaya devam eden aramızda birçok kişi var. Evet evet! aramızda, yanımızda, yanı başımızda, bu insanlar yaşıyor. Tabi ki bilemezsiniz çünkü bu kişiler dayanıklıdır ve sürekli şikayet etmez hatta şikayet etmeyi sevmezler.  Devamlı şuram ağrıyor, buram ağrıyor demez. Aramızda hastalık hastası olan kadar, ağrıyı çeken ama şikayet etmeyen, bu acıyla sessiz sedasız yaşamaya devam eden insanlar da var!  Belki siz farkında değilsiniz ama herhangi bir konuyla ilgili olarak siz şikayet ederken o kişiler sizin belki de dayanamayacağınız bir ağrı veya acıyla baş etmeye çalışıyorlar! 

Bienal-2019/ Muaz Özden
Çoğunluğun, öncelikle kendi çıkarını düşündüğü bir toplumda yaşıyoruz. Herkes kendi derdiyle meşgul. Hele de büyük şehirlerde ikamet ediyorsak. :(( Tabi ki herkesin değişik dertlerle boğuştuğunu yüzeysel olarak biliyoruz. Mesela; çoğu kişi iş bulamadığından şikayetçi, çalışıyorsa işinden, iş yerlerindeki yöneticilerinin anlayışsız olduğundan ya da iş yeri ulaşımından çok zorlandığından şikayetçidir. Bir çokları geçim sıkıntısından şikayetçi, çocuğunun okulundan, derslerinden ya da kredi borçlarından şikayet eder. Bazı kişiler ise  apartmandaki komşusundan, akrabalarından ya da dedikoducu mahalle esnafından veya arkasından iş çeviren arkadaşlarından şikayet eder. Hal böyle olunca; kimse yakınlarındaki kişinin ağrılarla nasıl mücadele ettiğiyle ilgilenmez. İnsan denen aciz yaratık, o ne yapmış, bu ne demiş, onun ayağını nasıl kaydırırım, ondan önde olmam lazım, onun aldığını almam gerek gibi gereksiz hırsların peşine düştüğü için, bu işe yaramayan(!) konular dışında, başka şeylerle ilgilenmez. Olanlardan habersizdir.:)

Base-2019/ Betül Dura-Yüzleşme


Esasen, ağrılarını sessizce çeken kişiler, her dakika kendilerine hasta gibi davranılmasını istemedikleri için dertlerini söylemezler. Hastalıktan, hasta olmaktan hoşlanmadıkları için belki de pek şikayet etmezler. Güçlü görünmeyi sever. Kuvvetli ve canlı olmayı seçerler.  Aslında ağrı eşikleri de yüksektir. Bu tür insanlar bence; hasta olup yatmayı sevmeyen,  bir yeri ağrıdığında bu yüzden de hemen söylemeyen insanlardır. Belki de "iyi düşüneyim iyi olurum" günümüz felsefesinden hareket ediyorlardır! ;))  Belki de hastalık hastası damgası yemek istemiyorlardır. ;)


Bienal-2019

Evet, en ufak acı duyduklarında ya da minik bir ağrıda durmadan, ısrarla şikayet edenlere, hastalık hastası deniyor. Dayanıklı ve ağrılarını her daim söylemekten hoşlanmayanlara ne demeli? Hiç bir fikrim yok!  Sadece bu kişiler ağrılarını geçirmek için kendi kendilerine çıkar yol ararlar ama bazı ağrılar kroniktir yani hayat boyu geçmeyecektir.  Ya da tedavi imkanları sınırlı kabul edilen hastalıklardır. Kronik ağrı çekenler kaderlerine boyun eğer, varsa ilaçlarını kullanarak ağrılarını azaltmaya çalışırlar.


Bienal-2019

Örneğin migren hastaları, herhalde başı çeker bu insanlar arasında! Çünkü şiddetli baş ağrıları başladığında, günlerce o ağrıları paşa paşa(!) çekerler. Ya da koah hastaları! Koah hastaları, akciğerlerinde ki hava kesecikleri daraldığı için nefes almaları zorlaşır. Siz hiç nefes almakta zorlanan birinin surat ifadesini gördünüz mü? Kurtuluşu yoktur. Makinesine bağlanacak ve sönmüş olan ciğerlerini açmak için ilaçlarıyla makinesinde bir müddet nefes alma seanslarını yapacaktır. Ya da kemoterapi görmüş ve aldığı ilaçlardan dolayı sinir sisteminde kalıcı olan ağrılarla yaşamaya çalışanları anlayabilir misiniz? Ya da herkesin küçük bir sorun olarak gördüğü kulak çınlaması ile yaşamaya çalışanlara ne demeli? Sürekli kulağının içinde sadece ve sadece o kişinin duyduğu bir vınlamayla, hayat boyu yaşamaya çalışması ne demek bilir misiniz?Tabi ki bu derdi çekenden başkası bilemez ama böyle yaşamaya çalışmak, bence övgüye değer. :((


Kalıpları Aşınca Sergisinden

Anlayacağınız; bünyesi sağlam, duygu ve düşünce durumu güçlü kişiler, zayıf görünmek istemezler fazla ilgiden de hoşlanmazlar ve bu şekilde yaşamaya devam ederler. Aslında ne yönden bakılırsa bakılsın, çözülmesi güç bir iştir bu insanlar için söylenecekler. 

Bu kişilerin varlığından haberiniz varsa çare sadece; her gün hatırlarını sormaktır. Avusturyalı yazar, Stefan Zweig'in güzel bir sözü var. nsana mutluluk kadar, sağlık katan bir şey yoktur." En büyük mutluluk da başka bir insanı mutlu etmektir.

Siz de çevrenizde ki insanları mutlu etmek ve sağlıklarına sağlık katmak istiyorsanız onlara güzel sözler söyleyerek, keyiflerini sorun.Yapılacak şey basit ve kolaydır; gönül almak :))

Ağrısız ve acısız, sağlıklı günler...










Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

YAHYA EFENDİ TÜRBESİ'NİN GİZEMİ!

KRAKOW

SERGİ MEKANI- MEŞHER