ŞUBAT AYI

Şubat ayı; bildiğiniz gibi 28 gündür. Bütün  bir yılın en kısa ayıdır. Dört yılda bir 29 çeker. Çocukluğumdan, bildiğim bir tekerlemede bu konuyla ilgili şöyle der; "dört yılda bir 29 oldum diye, böbürlenir .":))  Kısa olması sebebiyle orijinal bir aydır.  Böylesine değişik olan Şubat ayı, bazı yıllar 28 gün çektiği için haftanın ortasından başlar. Ayın bitişi yine hafta ortasına denk gelir. Böylece bu ay, daha da kısalır. Ancak bu sene Şubat ayının biri pazartesi gününe ve de ayın bitişi olan, 28 Şubat tarihi de pazar gününe denk gelmiş. Sonuçta 2021 yılında, Şubat ayı tamı tamına dört hafta olmuş. Bu konu, kısa süren bir ay için elbette ki büyütülecek ve nadir rastlanacak bir konudur. Böylece, 2021 yılı için de ayrıcalıklı bir Şubat  ayı yaşadık diyebiliriz.  ;))


Bu arada, Şubat ayı benim için de özeldir. Çünkü bu ay doğmuşum. :)) Küçükken bir yaş daha büyüdüğüm için her çocuk gibi, doğum günlerimi büyük bir heyecanla beklerdim.  Büyümenin çok önemli bir şey olduğunu düşünürdüm. Hala da bütün çocuklar doğum günlerini coşkuyla kutluyor, partiler düzenliyor. Eğlenceler yapıyor. Ancak, şimdi anlıyorum ki bir yaştan sonra, doğum günü önemini yitiriyormuş. Önemli olan sağlıklı kalmakmış.  ;))


Doğum günleri, bence de özel günler. Tabi ki bir yaş daha almak heyecan verici. her sene bir yaş daha alırken geriye bakma ihtiyacı duyuluyor. Daha önceki yıllarda bu yaşlara gelindiğinde neler hissedileceğini veya neler yaşanacağını merak ederken, insan kendini  hızla o merak ettiği, yaşta buluveriyor. Bir zaman sonra, hangi yaşa gelindiyse fark etmiyor ve yaşanmışlıklar, geride kalanlar, acılar, güzel günler, kayıplar hepsinin muhasebesi yapılıyor.  Hele bir de benim gibi doğum günüme yakın bir tarihte, beklenmedik şekilde bir kayıp yaşanmışsa, o özel gün biraz daha buruk geçiyor. :((


Doğum günüm ile o berbat, günlerin çakışması tamamen tesadüf. Ancak insan, yaş aldıkça her şeye katlanmayı öğreniyormuş! Yine de yıllar geçtikçe, zaman her şeyin ilacı oluyormuş. Kabul etmek ve dua etmek kederi ve üzüntüyü geçirmiyor ama hafifletiyormuş. Gidecek olan da durdurulamıyor ve gidiyormuş, olacak olanın olduğu gibi!  Kadere inanmak veya olan için "kader" demek, insanın içinde kalan çözemediği sorulara, bir cevap oluyormuş. Yani "kader" demek, en karamsar günde bir umut oluyormuş. 


Diyeceğim; ne olursa olsun, umudumuzu hiç yitirmemek ve kayıpların her zaman olacağını bilmek gerekiyor.  Bir yere, bir olaya takılıp kalmamak ve hep ileriye, hep geleceğe bakabilmek önemli oluyor. Çünkü, hayat devam ediyor. Her zorluğa rağmen, yanımızda olan, sevdiklerimizle mutlu olabilmek, bizi iyileştiriyor. Kafamıza takılan bir şey varsa da, Allah'ın ilahi adaletine bırakıp, beklemek bize yakışıyor. Unutmamak gerek ki; Allah'a inanmak, geleceğe ümitle bakmayı sağlıyor. Bu yüzden de  ümidim hep var... 

Ne olursa olsun, yine de yeni yaşımda sağlıklı ve iyi günler görmeyi diliyorum.:)) 

İyi ki doğmuşum.:))









Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

YAHYA EFENDİ TÜRBESİ'NİN GİZEMİ!

KRAKOW

SOSYAL KELEBEK KİMDİR?