YENİ YAŞIMIN İLK GÜNÜ

Yeni yaşım; hoş geldin...

Dün benim doğum günümdü.

Bugün de bir yaş daha aldığım günün ilk günü.  ;))

Bir yerde okumuştum. Neden insanlar yaşlandıkları için ya da ömrünün sonuna bir gün daha yaklaştı diye kutlama yapar ki; diyordu. Bence de doğru ama ilginç bir bakış açısı.
Doğum günü, çocukken hem eğlence için, hem de nedense; çocukların büyümek için acele ettiği için  kutlanan bir gün. Çocukluk işte, büyümenin iyi bir şey olduğu zannediliyor. Heyecanları ondandır. :((

Ancak bir yaştan sonra doğum gününün bir önemi de kalmıyor. Belki artık çok büyüdüğün(!) için anlamsız geliyor. Belki artık yaş ve ömür geçtiğinden, sona bir adım daha yaklaşılıyor ve o yüzden doğum günleri anlamsız geliyor. Belki de yaş almak kabul edilemiyor ondan anlamsızlaşıyor. Herkese göre değişiyor.



Ben, hayatımın her anında yaşa hiç takılmadım. Bana, kaç yaşındasın diye sorarlardı. Yaşımı bilmezdim, onun yerine, doğum yılımı söylerdim. Soran hesaplasın isterdim. Hala da kaç yaşındayım bilmiyorum! Yaşımı hala hesap makinesiyle hesaplarım. Komik, ama bu yazıyı yazarken de yaşımı hesap makinesiyle hesapladım.:)))) Yani yaş benim için hiç önemli olmadı. İnşallah yeni yaşımda da ve bundan sonra da, hep öyle devam eder. ;))

Doğum günüm; ayrıca son üç yıldır benim için, daha da önemsiz bir gün oldu. Çünkü üç yıl  önce kardeşim 1 şubatta vefat etti. 2 Şubatta da cenazesi vardı, defnettik. Bu yüzden doğum günü benim için daha da içi boş ve değersiz bir gün oldu. :((  Belki de yaşlanıyorum. :))



Yeni yaşımın ilk günü, nasıldı? Sabah uyandığımda hava gri, kapalı ve yağmurluydu. İlerleyen saatlerde hava daha da kötüledi. Adeta bir fırtınada ki gibi rüzgar esiyor ve göz gözü görmeyecek kadar yağmur yağıyordu. Öğle saatlerinde ise hava birden döndü ve termometreler 14 dereceyi gösterecek kadar hava ısınmıştı. Şimdi ise hava yine kötü. Yağmur, rüzgar ve soğuk var. Yani tam bir İstanbul kış havası! Ne olacağı belli olmayan bir hava. Sabah başka, öğlen başka, akşam başkaydı.:))

Günün haberleri de yeni yaşımın ilk günü, pek iyi değildi..:)) Sabah haberlerde, Van ilinde çığ düşmüş. Sonra o çığda, kar altında kalanları kurtarmaya çalışanların da üstüne 2. bir çığ düşmüş. Olay sonunda bilanço, tam olarak otuz sekiz ölü.:((  Akşam haberlerinde  ise,  bir uçak pistten çıkmıştı. Uçak üçe bölünmüş ama tesellimiz ölü olmamasıydı. Bütün yolcular kurtulmuş ama yaralılar vardı. Yani yeni yaşımın ilk gününde, ülkede ve havada pekte güzel haberler yoktu. :(( 


Bu tür karamsar haberlerden sonra; ben gelecek için kötümser değilim. Hayata karşı olumsuz ve ümitsiz hiç değilim. Aksine yaşarken her şeyi kabul etmeyi öğrendim. Geleceğe her şartta umutla bakmaya ve iyi düşünmeye çabalıyorum.  Her kötü şeyin bize bir şeyler öğrettiğini düşünüyorum.  Dileklerim ve gerçekleşmesini istediğim şeyler var. Bol bol dua ediyorum. İnancımı sağlam ve tam tutmaya çalışıyorum. İnanıyorum, daha iyi günler göreceğime. Motivasyonumu hep yüksek tutuyorum. Bazı planlar yapıyorum. O planlarımı gerçekleştirmek için çok çalışıyorum. Yeni yollara çıkmak için hazırlıklar yapıyorum. Acıların beni daha sağlam biri haline getirdiğine inanıyorum. Evelallah; kendime güvenim tam. Yapamayacağım şeylerin, Allah'ın izniyle çok az olduğunu görüyorum. Kırıldığım yerden kendimi tamir etmeye çalışıyorum. Eğilip, bükülmeden sözünün eri olmaya çalışırken iki yüzlü insanların arasından sıyrılmaya çabalıyorum. Sadece kendi hayatıma bakıyorum. Nasıl daha güzel yaşarım, nasıl daha iyi bir insan olurum onun peşindeyim. Yeni yaşımda da hep bu doğru bildiklerimin peşinde koşacağım. 

Diyeceğim; yeni yaşım; safalar* getirdin...







*kaygısızlık,neşe,rahatlık







Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

YAHYA EFENDİ TÜRBESİ'NİN GİZEMİ!

KRAKOW

SERGİ MEKANI- MEŞHER