KENDİ OHALİMDE (KARANTİNA) 1.HAFTA

Dünyanın başına bela olan Corona Virüs ile mücadele; can kayıplarının çoğalmasıyla korku salmaya devam ediyor. Böyle olunca da bu virüsü kontrol edebilmek için yetkililer, insanlara evde kalmaları yönünde duyurular yapıyor. Sağlık Bakanı herkesin kendi ohalini ilan etmesini ve zorunlu olmadıkça sokağa çıkmamalarını tavsiye etti. Bunun sonucunda da yapabilenler iş yerine gitmeden evden çalışmaya başladı. Okulların tatili 30 Nisana kadar uzatılarak, uzaktan eğitime devam ediliyor. İstanbul'da toplu taşımalara binen kişi sayısı yüzde 80 azalmış. Sokaklar ve caddelerde çok az insan dolaşıyor. Tabi buna karşın bana bir şey olmaz diyen insanlar da yok değil. Özellikle akşama doğru sokağa çıkan insan sayısında artış gözleniyor. Bunları görünce de benim korkularım çoğalıyor.
Corona Virüs salgını yüzünden ben de zorunlu hallerde yani market ve manav dışında evden dışarı bir haftadan beri çıkmıyorum. En son geçen cuma günü 19 Mart 2020 günü dışarı çıkmıştım. Bugün tam olarak bir haftadır karantinada(!), yani evdeyim. Günlük ihtiyaçlarımı olursa eşim getiriyor. O çalışmak zorunda olduğu için her gün iş yerine gidiyor. Sadece onun iş saatleri kısıtlandı. Kendi tedbirlerini alarak, çalışmak için gidip geliyor.

Ben; dışarı çıkmadan evdeyim. Yaşarken fark ettim ki aslında benim için çokta fazla değişen bir şey olmamış! Kendime ben zaten evin içinde vakit geçirmek ve oyalanmak için bir dünya kurmuşum. Sadece ekstra düzenli olarak her gün yürüyüş amaçlı dışarı çıkardım şimdi bu alışkanlığımı bıraktım. Bunun yerine spor salonları Türkiye genelinde kapandığı için spor hocaları internetten her gün canlı yayın yaparak evde spor yaptırıyor. Şimdilerde bu spor canlı yayınlarıyla günlük sporumu yapıyorum. 
Evet, tam bir haftadan beri zorunlu olmadıkça dışarı çıkmıyorum.Bu bir haftada hem dünyada hem de benim hayatımda olan değişikliklerin başında sabahtan akşama kadar düzenli olarak, haberleri takip etmek geliyor. Hastalık ile ilgili haberlerin değişip değişmediğini kontrol ediyorum. Endişeliyim ve kaygılıyım. Yetkililerin haberlerinden başka fısıltı gazetesinin de yaydığı haberler yüzünden hasta sayısının ve ölenlerin daha fazla olduğu söylentilerini duyunca daha da dehşete kapılıyorum. Bu da beni geriyor ve üzüyor. 
Gün içinde tanıdıklarımla, telefon veya görüntülü konuşma yapıyorum. Bire bir görüşme yapamasam da iletişim kanallarıyla konuşuyorum. Benim için değişen sadece daha çok televizyon da haber kanallarına bakıyorum. 
Bunların dışında evde olmak benim için hiç sıkıcı değil. Evimin işleri, yemek yapmak zaten günümün içinde oldukça fazla zamanımı alıyor. Ekstra, karantina olursa diye, aldığım puzzle, bulmaca, sudoku gibi kafa dağıtıcı şeyler beni oyalıyor.  Bunun yanı sıra, örgü örmek, kitap okumak gibi sevdiğim hobilerime odaklanıp zaman dahi ayıramıyorum. :((  
Bir de; evde kalanların çok yemek yemekten şikayet ettiğini, kendilerini durduramadıklarını işitiyorum. Bence onların yemek yeme isteği endişe ve korkudan olmalı. Yoksa biz ev hanımları bu karantina günlerinde yemek yapmaktan, yemek yemeye vakit bulamıyoruz! Çünkü okullar tatil olduğu için çocuklar evde, kahvehaneler kapandığı için yada iş saatleri kısıtlandığı için kocalar evde oturuyor. Ev hanımları da yemek yapmaktan, hazırlamaktan,  yemek yemeye fırsatı kalmıyor. Çok yemek yiyenler, yemek yemekten şikayet edenler, bence evde kendilerini meşgul edemeyenler.
Bir de bu karantina günlerini mistik havalara sokmak isteyen, içinize dönün, kendinize dönün kendinizi dinleyin, ne istediğinize karar verin vs. diyen kişiler var.  Ev hanımları karantina günlerinde değil içine dönmek, ev halkının bir an önce işine ve okuluna gitmesi için dua ediyor. ;))  Çünkü ev hanımlarının bu günlerde iş yükünün iki katına çıktığını da bizzat biliyorum. :))
Sonuçta karantina(!) veya ohalimdeki(!) günlerimden sıkılmıyorum. Aslında sıkılmaya da pek vaktim olmuyor. ;)) Sadece bu salgının bitmesi için elimden gelen tek şey, sürekli dua ediyorum. Biliyorum ki güzel günler gelecek ve bu kötü günler her şey gibi geçecek. Nazım Hikmet'in de dediği gibi;

Güzel günler göreceğiz çocuklar,
Motorları maviliklere süreceğiz.
Çocuklar inanın, inanın çocuklar,
Güzel günler göreceğiz, güneşli günler...

Sağlıkla kalmanız dileğiyle...













Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

YAHYA EFENDİ TÜRBESİ'NİN GİZEMİ!

KRAKOW

SERGİ MEKANI- MEŞHER