SEVGİLİ MART!

Kış aylarını geride bırakırken, 2022 yılının üçüncü ayı olan, Mart ayına da geldik. Çok  eskiden, bu ayların gelmesinden memnun olurduk. Aman ne güzel, derdik! Mart ayı ilkbaharın habercisi, çiçekler açacak, sıcaklıklar artacak, içimiz coşku ile dolacak, yaz geliyor derdik. Sevinirdik! 

Ancak, dünyanın gidişatı hiç de böyle sevinçler yaşamak için, iyilik ve güzellikler beklemek için bize olanak sağlamıyor. Her geçen gün, yeni bir kötü haber geliyor ve yarınların iyi olması için umutlar tükeniyor!

Bilindiği üzere, dünyayı kasıp kavuran bir pandemi yaşadık. Anlatmaya gerek yok! Tam bu bela sona geldi, bitiyor diye sevinirken, şimdilerde 3. Dünya savaşından bahsedilmeye başlandı. 

Ne şanssız bir nesilmişiz diye zaman zaman düşünmüyor değilim! :(

Zaten, iki senedir, covid19 ile insanlık olarak oldukça ağır bir dönem geçirdik. Hala da bitmiş değil. Ülkemizdeki rakamlara bakılırsa her gün 200 insan bu illet hastalıktan, hayatını kaybediyor. Bu hastalıktan korunmaya çabalarken, öte yandan ülkede ekonomik kriz ve aşırı pahalılık canımızı sıkmaya devam ediyor.  Elektriğe, doğalgaza ve akaryakıta yapılan oldukça yüklü zamlardan, herkes şikayetçi. Belediyenin büfelerinin önünde, ucuz ekmek almak için kuyrukları endişeyle izlerken, benzin istasyonlarında akaryakıtı, zamsız almak için araçlar uzun kuyruklar oluşturmaya devam ediyor.

Bir şekilde bunlarla cebelleşirken; dünyadan, Avrupa'nın ortasında, savaş çıkacak söylentileri duyulmaya başlandı. Önce kimse bunlara itibar etmedi. Ancak o işin hiçte sanıldığı gibi olmadığı çok çabuk anlaşıldı.

Haberlerde, Rusya'nın Ukrayna sınırına asker yığdığını duymaya başladık. Olay ciddileşmeye başlamıştı. Toplu olarak, "yok artık, bu kadar da değildir" dedik! 

Birçok ülke, böyle bir savaşın olabileceği ihtimalini aklına bile getirmek istemedi.. 

24 Şubat 2022 tarihi geldiğinde, olanların hiç de öyle olmadığı anlaşıldı. Ne yazık ki o sabah saat 06.00 da Rusya'nın Ukrayna'yı füze atışlarıyla vurmaya başladığı haberleriyle güne uyandık. Savaş çıkmıştı!!

Birkaç noktadan Rus askerlerinin Ukrayna'ya girdiği söyleniyordu. Gelen bu haberler karşısında dünya, şok geçirdi.

İnsanlar nefeslerini tutarak, televizyonlardan, sosyal medyadan gelen bombalanmış yerlerin, füze ile vurulma anlarını, patlamaları, yıkılan binaları, çaresiz çocukları,  insanların ülkeyi terk edişlerini endişe içinde izlemeye başladı. Ülkeler 3. Dünya savaşından hatta nükleer savaştan, bahsediyordu.  Durumlar çok vahimdi!!

Nato, Birleşmiş Milletler savaşın bitirilmesi için arka arkaya açıklamalar yapmaya başladılar. Birçok ülke Rusya'ya yaptırım uygulamaya başladı. Bazı ülkeler Ukrayna'ya silah yardımı yaptıklarını açıkladılar. Buna rağmen  Ukrayna vuruluyor, füze saldırıları devam ediyordu. Havaya uçan binalar, harap olmuş evler, kaçan insanlar hep ekranlardaydı. Savaş hızlanırken olan masum halka olmuştu. İnsanlar, evlerini, yurtlarını terk etmek zorunda kalıyorlardı. 


Yine kadınlar, yine çocuklar, yine bizler  sadece endişe, korku ve çaresizlik içinde olanları, izliyorduk.

Mart gelmiş, Nisan gelmiş, Ocak bitmiş, olumsuzluklar içinde pek de umurumuzda değil aslında. Ağlayan çocukları izledikçe, evlerini terk etmek zorunda kalan insanları seyrettikçe hiç bir şeyin çözümü yokmuş gibi görünüyor. Aslında, daha çok yeni Suriye'de bir savaş vardı. Orada da hiç bir şeyi savaş onaramadı. Oralarda da şimdi olanlar yaşandı. Savaş çözüm değil, bunu tüm dünya biliyor ama bizlerin de elinden bir şey gelmiyor.

Savaşla ilgili E. Hemingway bir eserinde çok güzel bir cümle paylaşmış. 

"Belki de artık savaş kazanmak mümkün değildi. Belki savaşlar artık sonsuza kadar sürecekti." 







 



Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

YAHYA EFENDİ TÜRBESİ'NİN GİZEMİ!

KRAKOW

SOSYAL KELEBEK KİMDİR?