BİR TESADÜF MÜ YOKSA BİR BÜYÜ MÜ?


Pera Palas Oteli , İstanbul'un sayılı, seçkin, özel ve en eski otellerindendir. İstiklal Caddesi'ne yürüme mesafesinde olan otelde İstanbul'u ziyaret etmiş ve burada konaklamış bir çok ünlü kişi sayılabilir. Bunların arasında, dünyaca ünlü polisiye yazarı Agatha Christie , ünlü yazar Ernest Hemingway ve Mark Twain, aktris Greta Garbo, Zsa Zsa Gabor ve İtalyan yazar Umberto Eco gibi kişileri saymak mümkündür. 


11 Eylül 1924- Bursa

Aslında  Pera Palas Oteli'nin en önemli konuklarından biri de cumhuriyeti kurmuş olan Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'tür. Atatürk otelin 101 numaralı odasında zaman zaman kalmış, burada çalışmış hatta buraya gelen önemli konuklarını bu odada ağırlamıştır. Otel tarafından Mustafa Kemal Atatürk'ün 100. doğum yıldönümünde bu oda düzenlenerek,  müze oda haline getirilmiştir. Dileyen herkes her gün 10.00-11.00 ve 15.00-16.00 saatleri arasında bu odayı gezebilir.


Pera Palas Oteli- 101 nolu oda

Şimdi sizlere benim de yeni öğrendiğim, bu odanın hikayesinden bahsedeceğim. Bu odanın hikayesi hem ilginç, hem de insanın aklında soru işaretleri oluşturan bir hikaye. Dinlerken ben de hayret ettim.;)))
Seccade

Türkiye; işgalden kurtulmuş, Kurtuluş Savaşı'ndan başarıyla çıkmış ama buna rağmen ülkede cumhuriyet ilan edilmiş ve ülke gelişmeye devam etmiştir. Bu sırada dünyada ise, bunları gerçekleştiren Mustafa Kemal Atatürk'ün başarıları konuşulmaktadır. Bütün dünya Atatürk'ü konuşurken, onu merak edenler ve onu yakından görmek isteyenler de çoğalmaya başlamıştır.                        

Seccadedeki şamdan motifi

Yıl 1929 olur ve hikayemizde burada başlar.  Bu yıl önemlidir çünkü Atatürk'ün ölümüne 9 yıl vardır. Mustafa Kemal Atatürk İstanbul'daki çalışmalarına devam etmek için zaman zaman Pera Palas Oteli'ne gelir. 101 numaralı odada kalır ve dünyadan gelen konuklarını da burada kabul edermiş.
1927-Time Dergisi
Atatürk; bu odada yurt dışından gelen ünlü devlet adamlarını, politikacıları, prensleri, prensesleri, kralları, bilim adamlarını, tarihçileri ve kendisini merak edenleri ağırlar. Onlarla görüşürmüş. Her gelen konukta ülkesinin kültürüne ait  bir armağanı yanında getirir ve Atatürk'e sunarmış. 

Atatürk; bütün dünyadan gelen önemli misafirlerle görüşürken bir gün gelen konukların arasında Hindistan'dan bir mihrace de vardı. Bu mihrace ülkesinden gelirken Mustafa Kemal Atatürk'e Hint işi bir seccade getirmiş. Altın sırma ipliklerle süslü, ipek seccade çok değerli ve güzelmiş. Bu arada seccadenin üzerinde yer alan desenler de çok ilgi çekiciydi.;))


Seccadedeki fil deseni

Seccadedeki motifler göz alıcıydı. İpek kumaş üzerine 10 tane mum konabilen bir şamdanın asılı olduğu kemer ve  Hint usulü bir başka kemer altın iplerle işlenmişti. Ayrıca bütün bunları da hortumu aşağıda olan fil desenli  bir çerçeve çevreliyordu. Ancak ilginç olan içinde değerli yeşil taşlar, kanadı kapalı kuşlar ve çiçek desenlerinin bulunduğu kemerin üst boşluğunda romen rakamlı bir saat yer alıyordu. Saatin akrep ve yelkovanı da garip bir tesadüf eseri Atatürk'ün 9 yıl sonra öleceği zamanın 3 dakika ilerisini, yani 09.08 i gösteriyordu!
Atatük'ün özel eşyaları
Hikayenin devamını odayı gezdiren görevlinin anlattıklarına dayanarak yazacağım, çünkü hikayenin devamı daha da ilginç gelişiyor. :(( 


Odadan görüntü

Üzülerek söylüyorum ki; Hint geleneklerine göre, seccadede ki motiflerin iyi bir açıklaması yok. Her bir desenin anlamı kötüye, kötülüğe işaret ediyor. Şöyle ki; seccadede ki yeşil taşların Hindistan'da nadir bulunan ve kötü şans getiren yeşil bir böceğe ait olduğu ve seccadeyi çevreleyen fillerinin hortumlarının aşağı bakmasının da ölümü temsil ettiği söyleniyor. Ayrıca seccadenin üzerinde ki şamdanların 10 adet olması Atatürk'ün ölüm tarihi yani 10 Kasımı gösterdiği, çevresindeki çiçeklerin de Atatürk'ün en sevdiği çiçek olan kasımpatı olduğu tahmin ediliyor. Kuşların kanatlarının kapalı olması da özgürlüğün bitişini yani yine ölümü simgelediği ve tam ortada bulunan saatin ise Atatürk'ün  öldüğü  saatin 3 dakika sonrasını gösterdiği rivayet ediliyor. Saatin 09.08 i göstermesini ise; Atatürk'ün 09.05 de beyin ölümünün gerçekleştiği, 09.08 de ise vefat ettiği saat olarak açıklanıyor.
1913- Sofya'da
Atatürk'ün 10 Kasım 1938 de Dolmabahçe Sarayı'nda saat 09.05'te ki ölümünden yıllar evvel gelen bu hediyede ki kurmaca saat ile ölüm saatinin yakın olması soru işaretlerinin çoğalmasına yol açıyor. Sadece seccadedeki saatle Ata'nın ölümü  arasında 3 dakika fark var. Böyle olunca da bu esrarengiz seccade için, bir büyü mü yoksa rastlantı mı sorusunu 
akıllara getiriyor. Ayrıca seccadeyi hediye getiren Hintli Mihracenin kim olduğuna dair bir bilgi veya otele girerken bir kaydı da bulunamamış. :((
Seccadede ki 09.08 gösteren saat deseni
Pera Palas'ta ki 101 numaralı odada Mustafa Kemal Atatürk'e gelen diğer hediyeler ile beraber bu gizemli seccade de otel tarafından koruma altına alınmış. Her gün belirtilen saatlerde 101 numaralı odada Atatürk'ün şahsi eşyaları ile beraber görebilirsiniz.
Odadan bir görüntü
Seccade ile ilgili anlatılanlar oldukça ilgi çekici ve bir çok soru sormamıza yol açıyor. Getiren kim, başarıları kıskanıldığı için Atatürk'e büyü mü yapıldı yoksa her şey bir rastlantı mı? 
Tamamen tesadüf eseri  Pera Palas'taki odayı gezme fırsatım  oldu. Bu seccadenin hikayesi ise şaşırtıcı bir hikaye olarak aklımda yer etti.  Aslında bu hikaye de otelde kalmış olan polisiye roman yazarı Agatha Christie'nin romanlarındaki gizemli hikayeleri aratmıyor. Anlatılanlar ne kadar gerçek hiç bir fikrim yok. ;)) Sadece seccadeyi ve odayı gördüğüm için benim de kafamda soru işaretleri oluştu.
Gizemli seccade
İnanıp inanmamak tamamen size kalmış ama oda ve seccade 51 yıl geçmesine rağmen hala gerçek ve Pera Palas Oteli'nde sergileniyor. 


Bir gününüzü ayırın, hem şahane otel Pera Palas'a giderek bir kahve için hem de 101 numaralı odayı gezin. Anlatılan hikaye çok esrarengiz ve sırlarla dolu. Bu oda sayesinde zamanın içinde yolculuk yapmış olacaksınız. Unutmayın ki; her yolculuğun anlatılacak bir hikayesi vardır. ;))













Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

YAHYA EFENDİ TÜRBESİ'NİN GİZEMİ!

KRAKOW

SERGİ MEKANI- MEŞHER