DOĞUM VE ÖLÜM!

Aynı gün içinde hem birinin hamile olduğunu, yani bir doğum haberini, hem de birinin vefat haberini aldınız mı?

 
Böyle şeyler kırk yılda bir insanın başına geliyor. Birinin hamile olduğunu öğrenmek ne kadar sevindiriciyse, birinin aramızdan ayrıldığının haberini almak da o kadar üzücü oluyor. Tabi bunların aynı gün olması, insanı biraz şaşırtmıyor değil! Hele de beklenmedik bir ölüm haberini alınca, insan, bir kere daha bazı şeylerin gelip geçici olduğunu fark ediyor. Kalıcı olmayan biz fanilerin, elinden bir şey gelmediğini insan anlıyor. Peşinden de dünyanın anlamı sorgulanmaya başlıyor!

Böyle zamanlarda, ölüm karşısında ne kadar çaresiz olduğumuzu anlayıp bir gün hepimizin göçüp gideceğimizi hatırlıyoruz. Ölüm bir yakınımızı veya bir tanıdığımızı aldığında,hayatın anlamını tekrar tekrar araştırıyoruz. Ya da bu dünyaya neden geldiğimizi düşünmeye başlıyoruz. Bir ölümlü olduğumuza dair sorular kafamızın içinde uçuşmaya başlıyor. Yaşamın aslında ne kadar kısa olduğu, dank ediyor. Aslında doğum ve ölüm birer gerçek herkes farkında, fakat yaşanmışlıklar ve anılar yüzünden belki de ölüm haberi hepimize ağır geliyor. 

Biri öldüğünde bence; onunla beraber bizim de bir tarafımız eksiliyor. O kişi yok olduğu için onunla yaşadıklarımız, anılarımız ve paylaştıklarımız da kayboluyor. Belki de hatıralarımızı unutacağımızdan dolayı, vefat eden biri olduğunda, daha fazla üzülüyoruz. Çünkü kim ne derse desin, kaybettiklerimizin arkasından yıllar geçtikçe, o kişiyle olan güzel anlarımız da zamanla  kaybolmaya başlıyor. İnsan hatırlamaya çalışıyor ama anılar sislerin arasına yavaş yavaş gömülüyor.  Belki de anılarımızı unuttuğumuz için birinin ölüm haberini alınca, daha çok üzülüyoruz. Hele de kaybettiğimiz insan değer verdiğimiz biriyse, o anılar yıllar içinde yok olacağı için kederleniyoruz.

Kim bilir?...


Öte taraftan da öleceğimizi bile bile yeni bir can için seviniyoruz. Dünyaya yeni birinin katılacağı için içimizde coşku duyuyoruz. Belki de o küçük, sevimli canlının içi tertemiz duygularla dolu olduğu için neşeleniyoruz. Kötülük nedir bilmediği için, bize hep gülümsediği için mutlu oluyoruz. Yeni yeni anılar biriktireceğimiz için, o küçük sevimli canlı ile yeni bir serüvene çıkacağımız için, yaşatacağı duygular için havalara uçuyoruz.

Bunların hepsi tartışılır ama şunu da iyi biliyorum ki; ölüm ne kadar içimizi yakıyorsa, doğum da bir o kadar hepimizi heyecanlandırıyor. Doğum ve ölümün birbirinden ayrılmayan iki kavram olduğunu unutmadan, her ikisinin de herkese çok yakın olduğunu hatırımızdan çıkarmamalıyız. Bu yüzden; her günümüzü iyi yaşamaya çalışarak, iyi insan olmaya çaba sarf ederek geçirmeliyiz. 

Diyeceğim; hayat çok kısa...



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

YAHYA EFENDİ TÜRBESİ'NİN GİZEMİ!

KRAKOW

SERGİ MEKANI- MEŞHER