EKMEK YAPIMI DENEMELERİ

Türkiye'de artık her türlü yiyecekte katkı maddesi,imalatçısı  tarafından  kontrolsüzce kullanılıyor. Katkı maddesinin yanında raf ömrünü uzatmak için ayrıca başka başka maddeler de yiyeceklere ekleniyor. Bunu öğrendiğimden beri satılan malların içeriklerini en ince ayrıntısına kadar okuyorum.

En son gazeteci Soner Yalçın, yiyeceklerimiz üzerinde oynanan oyunlarla ilgili kitap yazdığından beri çok tedirginim.

Sosyal medyada organik ürünlerle beslenen insanları takip ediyorum.Organik ürünler ve neler yenmesi konusunda bilgileniyorum ama çoğunu hayatımda uygulayamıyorum. Sadece bazı yiyebileceğimiz şeyleri evde yapmaya çabalıyorum.

Bununla ilgili örnek vermek gerekirse; yoğurdumu süt alarak, kendim mayalıyorum. Etimi bildiğim kasaptan alıyorum. Paketli gıdaları ve asitli içecekleri mutfağıma sokmuyorum. En son ekmekteki katkı maddelerini öğrendikten sonra evde ekmek yapımına başladım.Benim için ekmek yapmak ayrı bir deneyim oldu . Biraz ekmek yapma hikayemden bahsetmek istiyorum.

İlk önce organik tam buğday unu ve siyez buğdayını almakla başladım.Bu unların en uygun fiyatlı olanları Halk Ekmek büfelerinde satılıyor. Ekmek yapımıyla ilgili videoları youtube da izlemeye başladım.



Daha önce ekmek yapmışlığım var, benim bildiğim kadarıyla un,su,tuz ve maya yeterli. Ekmeğin içine daha başka haşhaş,susam,zeytin,çörekotu gibi şeyler koymak isteğe bağlı.
Evet ekmek yapmak için un,su,tuz ve maya gerekli de en önemlisi ekmek hamurunu tüm malzeme 'özdeşleşene', yani tüm malzemeler birbiriyle iç içe geçene kadar yoğurmak,bence en önemlisi-imiş. Tecrübe ile sabittir,-imiş diyorum çünkü ilk yaptığım ekmek tam bir 'fiyasko' oldu. 

Ben yeteri kadar yoğurduğumu sanıyordum fakat  hamur kabarmayınca böyle olmadığı ortaya çıktı. Hamuru yoğurdum,sıcak bir yere koydum ki hamur mayalansın diye.İki saat kadar bekledim,sıcak yere de koymuştum ama beklemenin sonunda kabımın kapağını açtığımda hamur şişmemişti , yani mayalanmamıştı. Ben yine de yılmadım. O kabarmamış, 'mayalanmamış', hamurumu önceden ısıttığım fırına koydum ve pişirdim. Bir saat kadar pişirme aşamasından sonra  ekmeğim istediğim büyüklükte olmadı ama tadı,mükemmeldi.
Bu kanıya sadece ben karar vermedim tabii ki,ev halkı da onay verdi. Tat konusunda sınıfı geçmiştim fakat istediğim mayalanmayı bir türlü halledememiştim.





Bendeniz, bu ilk 'fiyasko' ekmek yapımından sonra bu işin peşini bırakmadım. Bu denememden sonra daha bir çok defa daha ekmek yaptım. Tadı her seferinde herkes tarafından beğenildi. Mayalanma süreci zaman zaman istediğim gibi olmadı. Tabi fırından aldığımız ekmekler katkı maddelerinden dolayı  puf puf oluyor. Evde yapılan ekmek ise daha tok, daha doyurucu, oluyor. Doyurucu olması,daha az ekmek yemek demek. 

Evde  yapılan yiyecekleri ısrarla yapmaya çabalamak gerek.Günümüzde sokakta satılan hiç bir gıda güvenli değil.Katkı maddelerinin yediğimiz ürünlere ilave edilmesiyle hastalıkların çoğaldığını  her yerde okuyoruz. En güvenli yerimiz ev olduğuna göre,bildiğimiz ürünlerle,kendimizin yaptığı yiyecekleri tüketmek sağlığımıza yatırımdır.



Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

YAHYA EFENDİ TÜRBESİ'NİN GİZEMİ!

KRAKOW

SERGİ MEKANI- MEŞHER