NORMALLEŞME SÜRECİ 10. HAFTA

25 - 31 Mayıs 2020 tarihleri arasında, Corona Virüs ile onuncu haftayı da geride bıraktık. Hafta başında pazartesi ve salı günleri Ramazan bayramının ikinci ve üçüncü günleriydi. Tüm Türkiye sıkıcı bir dört günlük sokağa çıkma kısıtlaması yaşadı. Bu kısıtlamanın sıkıcı olmasının  sebebi de;  hem on dokuz mayısta yapılan dört günlük yasaktan kısa bir zaman sonra olması, hem de Corona Virüs ile on haftadır mücadele etmek insanları çok bunalttı. On hafta, az buz bir zaman değil. Böyle olunca da Corona Virüs gölgesinde bayram, bayram gibi değildi.

Bayram ziyaretleri yapılamadığı için saçma sapan bir zaman olarak geçti gitti. :(( Dijital ortamlardan herkes büyüklerini arayarak, yine de bayram kutlaması yapabildi. Tabi bu kısıtlamalara uymayanlar yine de vardı. Bazı kişiler ailesiyle sokaktaydı. O kişilerin, evlerine yakın olan akrabalarına gittiklerini düşündük. Hatta bu düşüncemizin doğru olduğunu, gelen haberlerden de anladık. Mesela, bayramda Gaziantep ilinde Corona Virüs vaka sayılarının birden bire arttığı açıklandı.  Bayramın ilk günü 49 kişide hastalık tespit edilmiş. Vakaların yüzde yetmiş yedisi hastalığı akrabasından ya da arkadaşlarından kapmış. En çok vakanın görüldüğü İstanbul ilinden sonra Gaziantep ikinci şehir olmuş. Bana bir şey olmaz diyen, Gaziantep'te bayram boyunca kısıtlamaları ihlal eden on bir bin üç yüz kişiye idari para cezası yazılmış. Bu bayram, en çok para cezası yazılan şehir, Gaziantep olmuş. Yetkililer önlem alın dedikçe, bu tedbirsizliğin cezasını yine önlem almayanlar ödüyor. Anlamak güç!

Ayrıca Türkiye'de  son birkaç haftadır Corona Virüs vaka sayısının binin altına düşmesiyle vatandaşların rehavete kapıldığı görüldü. Bu rehavetin sonucu olarak da Antalya, Malatya, Artvin, Elazığ ve Bingöl'de haftalar sonra yeni vakalar tespit edildi. :(   
Bir yandan da Sağlık Bakanı halkı uyarmaya devam etti. ''Corona Virüs ile mücadelenin ikince dönemindeyiz. Riskin devam ettiği, ortadan kalkmadığı dönemdeyiz. Normalleşme sürecini kurallara hep birlikte uydukça hızlandıracağız.'' dedi. Bilim kurulundan bir doktor ise ''Salgında iniş trendi devam ediyor. Kontrollü sosyal hayata geçtiğimiz için inişte bir duraksama oldu. Ancak geriye dönüş olmadı. Bundan sonra daha da normale dönmeye çalışabiliriz''dedi. Bunun üzerine,  kurallar çerçevesinde 1 Haziran itibariyle, normal hayata dönüş olacağı söylenmeye başlandı.

Tüm dünya gibi Türkiye'de de normalleşme süreci içinde şehirler arası uçak, otobüs ve trenler önümüzdeki günlerde çalışmaya başlayacak. Tarihler de belli oldu. Otobüs seferleri düzenli olarak 4 Haziranda, Yüksek hızlı tren seferleri de 28 Mayısta yapılmaya başlayacağı duyuruldu. THY ise iç hat uçuşlarını 4 Haziran itibariyle yapacağını ilan etti. Yalnız uçak, tren ve otobüs yolculuğuna çıkacak kişilerin Sağlık Bakanlığı'nın oluşturduğu HES uygulamasından kod alarak bilet alabileceği söylendi. HES kodunun seyahat için bir zorunluluk olduğu da eklendi. Yolcuların hasta veya onlarla temaslı olmadığı, risk taşımadığını gösterecek belge niteliğinde olan bu kodları insanlar, ya SMS ile ya da telefona indirilecek olan Hayat Eve Sığar uygulamasıyla alacak.

Bu arada Corona Virüs nedeniyle başlatılan sosyal yardımların, nasıl yalan dolanla alınmak istendiği hikayeleri de duyulmaya başladı. Mesela Avcılar'da bir kişi yardıma ihtiyacı olduğu ve yardım almak istediği için başvurmuş. Yapılan inceleme sonucu bu kişinin 8 adet otomobili olduğu ortaya çıkmış. Kim bilir bu kişinin daha başka neleri vardır!

Bayram sonrası Cumhurbaşkanı, yeni kararları televizyondan herkese duyurdu. 1 Haziran itibariyle lokantaların, restoranların, kafelerin, plajların, milli parkların, kreşlerin, çay bahçelerinin, kaplıca türü yerlerin, müzelerin, ören yerlerinin, parkların, havuzların, bahçeler, spor salonlarının, hipodromların ve konserlerin belli kurallarla açılmasına karar verildi. 20 yaş kısıtlaması 18 yaşa düşürüldü. 0-18 yaş arası vatandaşlar artık çarşamba ve cuma günleri dışarı çıkabilecek. Sadece 65 yaş üstü kişilerin sokağa çıkma kısıtlaması devam ediyor. Onlarda hava almak için pazar günleri dışarı çıkacaklar. Bazı şehirlerdeki seyahat kısıtlaması da, 1 Haziran itibariyle kaldırıldı. Bu kısıtlamalar kaldırılsa bile, maske takmaya, sosyal mesafeyi korumaya ve temizlik kurallarına dikkat etmeye devam edeceğiz. Bunun nasıl olacağını ilerleyen günlerde göreceğiz. ;)) 

Virüs ile korkutucu bir bilgi de edindik. Bu virüsü taşıyanlar tarafından nefes alma ve konuşma sırasında etrafa virüs partikülleri salınabilirmiş. Maske takılmaması halinde sağlıklı olanlar hedef haline gelebilirmiş. Aman dikkat! Maske takmaya devam!

Yetmiş dört gün sonra, 29 Mayıs Cuma günü tüm Türkiye'de özellikle büyük camilerde  cuma namazı kılındı. Camilerden, namaz kılan insanların hoş görüntüleri yayınlandı. Sosyal mesafeli, açık alanlarda, tek kullanımlık seccadelerle, maske takarak cuma namazı cemaatle kılındı. Bazı şehirlerde, statlarda kalabalıkla ama aralıklı olarak insanlar namaz kılmış. Bu görüntüler, kurallara uyulduğunda her şeyin yapılabildiğine çok güzel bir örnekti. 

30-31 Mayıs Cumartesi ve Pazar günlerinde, yine sokağa çıkma kısıtlaması uygulandı. Ancak tahminlere göre; bu hafta sonu kısıtlamanın son olacağıydı. İlerleyen günlerde kısıtlamanın bittiğine dair bir açıklama geleceği düşünülüyor. ;))

Bu arada normalleşirken, Corona Virüsünden ölüm oranları düşmeye devam ediyor. Ancak  virüs yine de bulaşıcılığını kaybetmiş değil. Bazı illerde salgının, kalabalık nüfusa sahip evlerde görüldüğüne dair bilgiler vardı. Mesela Van Valisinin dediğine göre; ''Van'da çekirdek ailelerde en az 15-20 kardeş var. Bir de çoluk çocuk bir araya gelince insan sayısı 3-4 katına çıkıyor. Bir kişi pozitifse, tüm aile enfekte oluyor' 'demiş. Gerçekten şaşırtıcı ama büyük şehirlerde de bu durumu yaşayanlar var. Belki aynı evin içinde değil ama, çok yakın evlerde yaşayanlar da birbiriyle sosyal mesafesiz görüşmeye devam ediyor. Ne diyelim, Allah beni ve ailemi korusun. (Amin) ;))

Yine bizim insanımız gibi olan ama dünya vatandaşlarından bir haber var. Fransa'da en çok vakanın görüldüğü bölgelerden birisi olan ve ''Kırmızı bölge'' ilan edilen Strasbourg'da 400 kişinin izlediği kaçak bir futbol müsabakası düzenlendiği haberi geldi. Polis bu haberi alınca insanlara müdahale etmiş. Görüntüler, bizim ülkemizden bile daha kötüydü. :((  

Birazdan güzel haberlerden bahsetmek gerekirse. Avustralya'da Covid-19 aşısı, insanlar üzerinde denenmeye başlamış. Gerçi bu aşı çalışmalarıyla ilgili bugüne kadar üç beş tane daha buna benzer haber gelmişti ama hala doğru düzgün bir ilacın bulunduğunu onaylayan bir haber de gelmedi. Hep denemeler yapılıyor. En kısa zaman içinde aşı veya ilacın bulunmasını umuyorum. :)) 

Bu arada yapılan bir çalışma da ilginçti. Ankara Üniversitesi, tüm ülkelerin  Corona Virüs verilerini analiz ederek bir takım verilere ulaşmış. Bu verilerle Türkiye'deki verileri karşılaştırınca, ülkemizde Corona Virüsünün başladığı tarih olan 11 Mart'tan, 180 gün sonra bu virüsün yok olmasını beklediklerini kaydetti. Yalnız önlemleri almaya devam etmeliyiz demeyi de ihmal etmiyor. Son vakalara bakılarak yapılan simülasyon çalışmaları neticesinde Türkiye'de Corona Virüs, 1 Ağustos itibariyle 56 tane vakanın kalmasını öngörüyor. İnşallah diyelim! :))

Bu arada insanlar da Haziran ayı gelip, sıcak havalar bastırınca, üç aydır evde kapalı kalmanın verdiği sıkıntı ile tatile gitmekten bahsetmeye başladı. Tabi hemen bu virüsün bulaşıcılığı ile ilgili de konuşulmaya başlandı. Denize girmek, havuza girmek, otelde kalmak ile ilgili çeşitli spekülasyonlar yapılmaya, doktorlara fikirleri sorulmaya başlandı. Doktorlar tedbirlerin plajlarda da aynen alınmasını öneriyor. Plajda da sosyal mesafeye uyulmasını ve maske takılmasının gerektiğini söylüyorlar. Bu konuda kararsızım! Benim için yaz demek sokakta olmak ve insanlarla beraber olmak demek. Bir yandan da tedbir almaya devam edeceğimi biliyorum. Bu yüzden de, önümüzdeki günlerde olumlu ve pozitif durumlarla karşılaşmayı umuyorum. Sağlıklı güzel günler görmeyi istiyor ve  gün doğmadan neler doğar diyerek, artık beklenmedik hoş şeyler olmasını diliyorum. :))