KENDİ OHALİMDE (KARANTİNA) 2.HAFTA
Evden çıkmadan, ''gönüllü karantina'' da geçirdiğim ikinci hafta geride kaldı. Zorunlu ihtiyaçlar dışında sokağa çıkmadan, ailece evde kalmaya devam ediyoruz. :)) Bir çok insanın da evinde kalarak Covid-19 ya da Corona Virüs salgınından korunduğunu, caddelerin boş olmasından anlıyorum. Gerçi bu bir haftadan beri İstanbul'da havalar da oldukça soğuk ve yağışlıydı. Bu yüzden de insanlar dışarı çıkamıyor olabilir. ;)) Çünkü güneşli günler olduğunda, bazı duyarsız kişilerin, hemen sokağa gezmeye çıktıkları haberlerini hem bizim oturduğumuz çevrede görüyorum hemde konuştuğum kişilerin söylediklerinden ve de iletişim kanallarından, herkesle beraber takip ediyorum.
Corona belası; bu bir haftada dünyada olduğu gibi Türkiye'de de yayılmaya devam etti. Sağlık Bakanlığı'nın 01.04.2020 tarihinde açıkladığına göre Türkiye'nin bütün illerinde artık Corona ya da Covid-19 hastalığı tespit edilmiş. Türkiye de görüldüğü 11 Mart 2020 gününden beri Corona belası, gün be gün artıyor ve yukarı doğru bir çıkışla insanları hasta etmeye ve can almaya da devam ediyor.
Türkiye de ki hasta artışını, Sağlık Bakanlığının açıkladığı sayılara bakarak daha iyi anlayabiliriz. Hasta olanların sayıları; 11 Mart 2020 günü 1 kişi iken, 14 Mart- 6 kişi, 16 Mart- 47 kişi, 18 Mart- 191 kişi, 20 Mart 670 kişi, 22 Mart- 1.236 kişi, 24 Mart- 1.872 kişi, 26 Mart 3.629 kişi , 28 Mart-7.402 kişi, 30 Mart- 10.827 kişi, 01 Nisan - 15.679 kişi oldu. 1 Nisan itibariyle de hayatını kaybedenler ise 277 kişi olarak açıklandı. Durum Türkiye'de bu şekilde iken dahi hala zorunlu olmadıkça sokağa çıkan ve hastalığı hafife alanların olmasını ben ve bir çok kişi de hiç anlayamıyor.:((
Yine Sağlık Bakanlığının 01 Nisan 2020 günü açıkladığı bilgiye dayanarak; en çok Corona vakası 8852 kişi / ölen 117 kişi ile İstanbul 'da olmuş. Sonra 853 kişi hasta / 7 kişi ölen ile İzmir şehri geliyor. Onları Ankara 712 kişi hasta/ 7 kişi ölen , Konya 584 kişi hasta/ 7 kişi ölen, Kocaeli 410 kişi hasta/ 8 kişi ölen, Sakarya 207 kişi hasta/ 3 kişi ölen, Adana 197 kişi hasta / 3 kişi ölen şeklinde devam ediyor. Bu rakamların hepsi birer insan, birer can ne yazık ki! Dünya da da durum ise çok kötü ve korkunç bir şekilde ilerliyor. Her gün ölen kişi ve hasta olan kişi sayısı bütün ülkelerde artıyor.
Resmi kurumların paylaştıkları son bilgilere göre Covid19 nedeniyle dünya genelinde hayatını kaybeden kişi sayısı 47 bin 273 kişi oldu. En fazla ölümün yaşandığı ülke ise 13 bin 155 ile İtalya oldu. İtalya'nın ardından en fazla can kaybı İspanya'da 9387 kişi olarak yaşandı. Vaka sayısında hızlı bir şekilde artışın görüldüğü ülke ise ABD oldu. ABD'de son verilere göre covid-19 ile mücadele eden hasta sayısı 216 bini aştığı söyleniyor. Bu verilerde tek sevindirici haber ise 333 kişinin bu hastalıktan iyileşmesi. [1]
Türkiye'de hala çoğu dükkan ve iş yerleri kapalı. Sadece bazı iş verenler, çalışma saatlerini düzenledi. Bu düzenlemer ise: işe daha geç başlayıp, erken paydos etmek; bir gün işe gidip, bir gün evde kalma ya da bazı çalışanların evden çalışmasının (home office) tercih edilmesi gibi. Bazıları da dükkanı tamamen kapattıkları için çalışanları işten çıkardı. En kötüsü de bu zannedersem! Çünkü ev geçindiren bu kişiler için hayat oldukça zora girdi. Bizim ülkemizde devlet bu durumda olan vatandaşları için bir kampanya başlattı. Yardıma ihtiyacı olanlar için bir hesap oluşturuldu. Durumu iyi olanların o hesaba para yatırılması istendi. Böylece ihtiyaç sahiplerine devlet, yardım götürülebilecek. Okullar ise, hala kapalı ve eğitim evden, televizyondan, yani uzaktan devam ediyor. Anlaşıldığı üzere; ülkemizde yaşam oldukça ağır ilerliyor ama yine de devam ediyor. :((
Evdeki hayat ise, iletişim kanallarından olup bitenleri izleyerek geçiyor. Sayılar, rakamlar, ölen kişiler, hasta olanlar, iyileşenler, beyaz kıyafetli sağlık çalışanlarının görüntüleri, ekonomi, geçim sıkıntısı haberleri vs. izliyorum. Son bir haftada, hayatımız da sadece Corona haberleri ve görüntüleri var. Hayat; evde kalarak ve sadece bu bilgileri güncelleyerek akıyor. Evde karantina(!) günlerinde pek sıkılmaya vaktim olmuyor. Sadece bu hastalıktan dolayı endişe, kaygı, üzüntü zaman zaman bana eşlik ediyor. Çünkü sonu çok kötü biten bir hastalığın ortada kol gezdiği bir gerçek! Bu hastalığa yakalananların neler yaşadığını da izleyince, her insanda olduğu gibi bende de korku ve kötü hisler oluşuyor. Bunun sonucunda da insan, kendiyle iç çatışmalar yaşıyor ve beraberinde bezginlik, tedirginlik duygularını da yoğun olarak deneyimliyor. Önümüzde ki günlerin, neler getireceğini kimse tahmin edemiyor. Belirsizlik de çoğu kişinin hayat kalitesini düşürüyor.Bir çok insan bir işe veya bir şey izlemeye odaklanamıyor.
Ancak hayat; iyisiyle, kötüsüyle devam ediyor. Bu yüzden de iyimserliği kaybetmemeliyiz. Güzel günlerin geleceğini belleğimizden çıkarmamalıyız. Umut etmeliyiz. Hayatın olağan gidişatında akacağını, bu kötü günlerin geçeceğini kendimize telkin etmeliyiz. Her şer bir hayır getirir derler. Biz de bu berbat günlerden kendimize dersler çıkartmalıyız. Eksiklerimizi tespit ederek, kendimizi geliştirmeli, gerekirse eğitmeliyiz. Kafamızı fena düşüncelerden arındırmalıyız. Ailemizin, evimizin ve sağlığımızın, keyfini sürmeliyiz.
Unutmayın; sağlığı yerinde olan bir kişinin, güzel günlerin geleceğine dair umudu her zaman vardır. Umudu olanın da her şeyi var demektir.:)) Sağlıkla kalın...
Kaynaklar:
Yorumlar
Yorum Gönder