SIKILDIM

Corona günlerinde, Covid-19 virüsünün bulaşıcılığı nedeniyle zorunlu olmadıkça evden çıkmayarak herkes kendini evinde korumaya aldı. Yetkililer de hastalığın ilerlemesini durdurmak için zaman zaman zorunlu sokağa çıkma yasağı ilan ettiler. Hatta herkesin kendini diğer insanlardan ayrı tutarak izole bir şekilde yaşamasını tavsiye ettiler. Buna da kendi ohaliniz veya karantina dediler. Böylece de bir kısım insan ,gerekli olmadıkça evden çıkmadı. Allah'tan bunlar çoğunluktaydı. :)) Bir kısım ise daha ilk günden beri evde sıkıldığını söylüyordu. İki gün olan, hafta sonu kısıtlaması biter bitmez, pazartesi olduğunda kendini sokaklara atanlar bunlardı. Hele de en büyük travmayı AVMler açıldığında yaşadık. Yaşadık diyorum, çünkü bir kısım evde oturanlar AVM açılsa da tedbiri elden bırakmayıp hala evde oturmaya devam ettiler. AVMler açıldığında ise evde sıkılanlar, hemen koşup AVMnin kapısında içeri girmek için uzun, çok uzun bir sırada saatlerce beklediler.

Yalnız, bizim ülkemizdeki insanlar değildi evde oturamayanlarEvde kalmayıp, yasağa rağmen sokakta dolaşanlar dünyanın her yerinde vardı. Mesela İtalya; bu ülkede ki insanlar, tüm uyarılara rağmen, yetkilileri dinlemeyip, sokaklarda gezmeye ve spor yapmaya devam ettiler. Hatta dışarıda dolaşmak için, elinde oyuncak köpekle yakalanan bir kişinin köpeği gezdirmek için evden çıktığını ve polislere, köpeğinin canlı olduğunu inandırmaya çalıştı. Bu görüntüleri televizyonda haberlerden izledik. En sonunda İtalya belediye başkanları, sosyal medyadan vatandaşlarına sokağa çıktıkları için kızdılar ve isyan ettiler. Bazen de yetkililer insanları evde tutmak için zor kullandılar. Mesela Hindistan; buradaki insanlar da evlerinde oturamadılar. Hindistan polisi, sürekli sokakta yasağa uymayanlara ellerindeki sopalarla  vurdular ve evlerine gitmeleri için zorladılar. Buna rağmen, insanlar ısrarla sokağa çıkmaya devam ettiler. Ya da en son, ABD'de ve İspanya'da ki insanlar, kısıtlamaların kaldırılması için gösteriler yaptılar. 

İnsanlar durmadan, evde uzun süre kaldıklarında sıkıldıklarını söylüyorlardı. Duvarların üstüne üstüne geldiğini söyleyenler, duvarlara bakmak zorunda kaldığını söyleyenler vardı. Evde havasız kaldığını bu yüzden de hava almak istediklerini söyleyenler ve yürümek istediğini söyleyenler de vardı. Bahaneler bitmiyordu. Sokakta kalabilmek için insanlar durmadan neden ürettiler.

Bu bahanelerin üretilmesinde ki ilk sebep bence, özgürlüğün kısıtlanması olabilir. İstediğinde istediği yere gidilmeyince bu durum insanların canını sıktı.:)) Bir de Covid-19 virüsüne çare bulunamadığından, sınırlamalar uzadıkça uzadı. Bundan dolayı insanlar, zorunlu olarak evlerinde tutulduklarında ilk fırsatta dışarı çıkmak istediler.
Bazı insanların evleri gerçekten çok küçüktü. Kimseye ait bir alan yoktu. Küçük ev büyük sorun oldu.  Nefes alacak, tek başına kafa dinleyecek bir yer olmayınca ilk fırsatta insanlar kendini sokağa attı. Bazılarının evleri ara sokakta ve diğer evlerle burun burunaydı. Bir apartman diğer apartmanın penceresine bakıyordu. Bazı evler hiç güneş görmüyordu. Hastalık uzadıkça böyle evlerde yaşayanlar sıkılıp kendilerini sokağa attılar. Bazı insanların da evdekilerle iletişimleri iyi olmadığından sokağa çıktılar. Çünkü anlaşamayan bazı insanlar, zorunlu olarak bir arada yaşıyorlardı. Hatta ülkemizde ve dünyada evden çıkılmadığı için aile içi şiddetin arttığı söylendi. Bunun, gelen yardım çağrılarından anlaşıldığı yazıldı. Hatta Corona belası çözüme ulaştıktan sonra boşanmaların da artacağı tahmin ediliyordu.  Bazı insanlar da zaten evinde yalnız yaşıyordu. Dışarıda, kahvelerde, lokantalarda ve dükkanların önünde sosyalleşiyorlardı. Uzun süre evden çıkmayınca, bu insanlarda sıkıldı. ;))

Corona Virüs sayesinde, bu sorunların benzerlerinin veya çoğunun sadece ülkemizde değil tüm dünyada da karşımıza çıktığını, böylece görmüş olduk.  Sorunların bir şekilde çözüme ulaşacağını bilmeliyiz. Bence, sıkılmayı bırakıp, bu zamanlar da hayatımızda, neyin önemli ve kıymetli olduğunu, öğrenmeye bakmalıyız. Çünkü sağlıklı ve mutlu olmak için bunlara ihtiyacımız olduğunu asla, unutmamalıyız.:))




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

YAHYA EFENDİ TÜRBESİ'NİN GİZEMİ!

KRAKOW

SERGİ MEKANI- MEŞHER