Mavi Boncuk

İlkbahar geldiyse, hava hele de güneşli ise kendimi dışarı atmak, yeşilliklerde yuvarlanmak görmediğim yerlere gitmek daha fazla hissettiğim bir duygudur. Bütün kış boyunca evde kapalı kalıp havaların ısınması ile tam tersi bir coşku ile güneşin bolca görünmesiyle de bu duygular içimden taşar. Yine böyle bir ilkbahar havası ile İstanbul dışına bir yere gitmek fikri kafamı meşgul etmeye başladı. İstanbul'a yakın yerleri gözden geçirdim ve hafta sonu eşimle  Edirne'ye gitmeye karar verdik. Gitmeye karar verdik diyorum ama bizim evde bir yere gitmeye karar vermek oldukça güç oluyor. Ev ahalisinden biri gitmek ister diğeri istemez ,bir diğerinin işi çıkar ama sonunda bir orta yol buluruz. Evde üç kişi yaşıyoruz ama yine de hepimizin ortak noktada buluşması biraz zor oluyor.. Ufak tefek tartışmalar sonucunda bir karara varıyoruz çok şükür.;)   Allah kalabalık ailelere sabır versin.   Edirne gezisi için eşimle beraber ,pazar gününü seçtik ve erkenden saat 8.30 da hareke

Televizyonda özellikle kış aylarında bir çok dizi yayımlanıyor. Bazılarını sonuna kadar izliyorum ama bazılarının konusu bir zaman sonra saçmalamaya başladığı için izleyemediğim diziler oluyor. Türk dizilerinin hem süreleri çok uzun hem de bir zaman sonra konu açısından sıkıştıkları için oyuncuların uzun uzun bakışmaları ile dizilerde zaman harcanıyor. Bir de konunun içinde geri dönüşler ''flashback'' yaparak,izlediğimiz yerleri tekrar tekrar veriyorlar,bu da sıkıcı oluyor. Bu bakımdan Türk dizilerini bir yerden sonra bırakıyor um ve izlemiyorum.Şimdilerde internetten yayınlanan diziler pek popüler. O dizileri de takip etmeye çalışıyorum. Ancak tercihim yabancı diziler oluyor. Yabancı dizilerin konuları çok değişik olduğundan, sonunu tahmin etmek güç, bu yüzden yabancı diziler tercih sebebim oluyor. Bu aralar bir çok yerde tavsiye edilen  yabancı bir dizi dikkatimi çekiyordu. Dizinin adı ''The Sinner'' Türkçe ''günahkar'' o

İlkbahar doğanın uyandığı, ağaçların çiçek açtığı,havaların bir sıcak bir soğuk olduğu yaz ayına geçiş mevsimidir. İlkbahar da tabiat uyanırken uzun kış günlerinden sonra açan güneş ile insanların da içinde kelebekler uçuşur.Bu aylarda aşklar filizlenir,gençlerin ve kendini her daim genç hissedenlerin içleri kıpır kıpır olur. Aynı zamanda ilkbahar tam bir hastalık mevsimidir. Özellikle yaşlılar bu zamanlarda kendilerine her zamankinden iki kat daha fazla özen göstermeliler. Yaşlılar daha hassas olduğu için  hemen hastalanabilir. Çevremizdeki yaşı ileri akrabalarımız veya komşularımız ile  ilkbahar da daha çok ilgilenmeliyiz. İlkbahar mevsiminde ayrıca da havalar tam ısınmadığı için; ne giyeceğimize tam olarak karar veremeyiz. Dikkat edilmezse ilkbahar hasta olunacak bir mevsimdir. Bir sıcak, bir soğuk günler fazlasıyla çoktur. Herkes bu tür hava dalgalanmalarından şikayet eder.İlkbahar mevsimi bizleri zorlasa da güzel tarafları da var, biraz da onlardan bahsetmek g

Gelecek , tüm  insanlar için bilinmezlik içerdiğinden  merak uyandırır. Fal baktırmayıda gelecekten haberler verdiği için insanlar meraklarını gidermek için tercih ederler. Kimileri  eğlence olsun diye fal baktırır, kimileri de bu fal baktırmayı çok ciddiye alır ve hayatını falda çıkanlara göre şekillendirir. Peki fal nasıl bakılır? Fal değişik şekillerde bakılır.  Kahve falı,kağıt falı,su falı,el falı gibi fal çeşitleri var. Bizim ülkemizde en çok tercih edilen fal çeşidi ise kahve falıdır.  Kahve içtikten sonra fincanı çalkalayıp fal bakmak için kapatmak , bir nevi gelenek olmuş bizim ülkemizde.  Gelecekten haber veren bir diğer fal bakma yöntemi de astroloji adı altında yapılan burç yorumlarıdır. .Burçlar  kişilerin doğum tarihlerine göre belirleniyor. Burç yorumları da en çok rağbet gören bir fal yöntemi. Gerçi burç yorumları  için  kimileri bilim dalı diyor ama bu konu  üzerine bir çok tartışma bulunuyor. Burç yorumları yıldızların durumlarına bakılarak; burç hakk