Mavi Boncuk

Hayatımızda bazı günlerin, bazı tarihlerin bizim için çok büyük önemi vardır. O önemli günleri yaşamımız boyunca asla unutmayız. Benim için de o önemli günlerden biri 20 Marttır. Bu tarih kızımı dünyaya getirdiğim tarihtir.   Benim canımın içi, kıymetlim, nefesim, ciğerimin köşesi, bir tanem, güzel kızımın doğum günüdür 20 mart.   Bizi aile yapan, doğduğu günden beri hayatımızın merkezi olan, adeta yaşamımızı ona adadığımız, kızımın doğum günü.    Evlendikten sonra, çocuğumuzun olmasını, 3 yıl sonra istedik. Birbirini seven iki kişiydik, çocuğumuz da olduğunda aile olacaktık. İkimizde çalışıyorduk ama zamanda geçiyordu. Bir evladımızın olmasını arzu ettik ve daha fazla beklemenin bir anlamı yoktu. Bizim zamanımızda tüp bebek bu kadar yaygın değildi ama buna ihtiyaç da olmadı. ;)) Kızımız, anne ve babası olmamız için bizi seçti.  Kızım dünyaya geldikten sonra bir aile olmayı başarmıştık.  Ben anne olmuştum! Anne olmayı onun sayesinde deneyimledim. Zamanla kızım büyüdü, yürüdü,

Büyük şehirlerde yaşayanların kalabalıktan uzaklaşmak ve kendilerini şarj etmek için sakin yerlere ihtiyaçları vardır. Ağva özellikle çalışanların, günübirlik veya hafta sonunda, sessiz ve doğanın içinde olduğundan, tercih edilen yerlerin arasında sayılabilir. Aynı zamanda İstanbul'a yakınlığıyla cazip hale gelen ve bu yüzden ilgi gören bir sahil kasabasıdır. İstanbul'a FSM köprüsünden yaklaşık 100 km uzaklıkta, Şile ilçesine bağlı, Karadeniz'e kıyısı olan şirin bir beldedir Ağva.  Bu hafta sonunu ailece Ağva'da geçirince, burayı yazmak kaçınılmaz oldu.;)) Ağva, İstanbul'a arabayla yaklaşık iki saatlik mesafede bulunuyor. Şile ilçesinden sonra  virajlı yollardan devam ederek, dağ köylerinden ve yemyeşil doğanın içinden geçerek ulaşılıyor. Hele de bizim gittiğimiz günlerdeki gibi hava güneşli ise tarlalarda otlayan inekleri,  koyunları görmek, insanın içinde bir coşkuya sebep oluyor. Ancak dikkatli olmak gerekiyor çünkü aniden otomobilinizin önü

Kardeş olmak; aynı anneden ve babadan dünyaya gelen başka birinin daha olması değişik bir his. Kan bağından dolayı kardeşler birbirine duygusal olarak da bağlıdırlar. Bir çok şeylerini büyürken, büyüdükten sonra paylaşırlar. Örnek vermek gerekirse sevincini paylaşır, üzüntüsünü, derdini, sıkıntısını paylaşır. Ara sıra tartışır ve birbirine küserler. Bir müddet sonra barışır ve sanki hiç küsmemiş gibi hayata  kaldığı yerden devam ederler. Biz kız kardeşimle bu anlattığım bütün duyguları, yoğun olarak yaşadık. İyi ki de yaşamışız. Çünkü iki yıl önce en çok sevdiğim kardeşimi kaybettim. :(( Mart ayı benim için; uzun yıllar kız kardeşimin doğum günü olan aydı.  Tam kırk dokuz (49) yıl  boyunca her mart ayında, onun doğum gününü kutladım. 10.Mart onun doğum günüydü. Her sene 10 mart sabahı onu telefonla arar, kardeşimi neşelendirecek bir mesajla yaş gününü kutlardım. Yada bir pasta alarak, sürpriz bir şekilde evinin kapısını çalar ama  bu sefer sürpriz yapmanın verdiği neşeyle, onun