Mavi Boncuk

Her sene olduğu gibi benim için aralık ayının son günleri, bir yılın değerlendirmesini yapmak ve yıl sonu yazısını yazmak  demektir.;))   Biten yılın bana neler kattığı, benden neler götürdüğü, bana neler öğrettiği üzerine bir yazıyı yazmanın zamanı demektir. . Geleneği bozmayarak 2019 yılının getirdikleri ve götürdüklerini ayrıca yeni yıldan neler beklediğimi de yazmak istiyorum. ;)) -2019 genel olarak benim için, sakin bir yıldı. En azından geçmiş dört beş yıldır yaşadığım olaylardan sonra gürültü patırtı olmadan, dingin ve durgun bir yıldı. Ancak bu serzenişim, sitemim yanlış anlaşılmasın bu durumdan ben, çok memnun kaldım.   Bu  sayede 2019 yılında içime dönerek yaralarımı, acılarımı, üzüntülerimi iyileştirmeye fırsat buldum. Kendi içime dönük yaşamayı seçerek yaralarımın kabuk bağlamasını sonra da iyileşmesini izleyerek geçirdim. Tabi insanın yaraları iyileşiyor ama izleri ölene kadar kalıyor o da ayrı bir konu. :(( Bu yüzden maneviyata yönelmek, bana çok iyi geldi. Anlayac

Yeni yıla girmek için az bir zaman kaldığında, özellikle de aralık ayında şehrin bazı yerlerinde minikte olsa hediyelik alışveriş pazarları kuruluyor.  Eski yılı uğurlarken ışıltılı sokaklar  arasında hem sevdiklerine hediyeler almak için, hem de yeni yıl ruhunu yaşatmak için böyle yerlere çoğu insan istekle ve beğeniyle gidiyor.   Eskiden bu tip yerler şehrin en işlek meydanlarında olurdu ve daha fazlaydı. Şimdi de alışveriş merkezlerinde bu tip pazarlara küçük ve özel alanlar ayrılıyor. Hatta bu sene ilk defa bir yeni yıl pazarı da ünlü bir otelin bahçesinde ücretli olarak düzenlendi. Four Seasons Bosphorus Otel Gelenek bozulmadı ve 2019 yılını uğurlarken İstanbul'da da çoğu alışveriş merkezinde yeni yıl hediyesi almak için  bu pazarlardan kuruldu. İlk bahsedeceğim pazar, Zorlu alışveriş merkezinde kurulu olan yeni yıl pazarı. Burası ücretsiz olarak girilen, alışveriş merkezinin içine kurulmuş bir pazardı. Pazarın yanı sıra  alışveriş merkezinin ve satış yapılan küçük kulü

Pera Palas Oteli , İstanbul'un sayılı, seçkin, özel ve en eski otellerindendir. İstiklal Caddesi'ne yürüme mesafesinde olan otelde İstanbul'u ziyaret etmiş ve burada konaklamış bir çok ünlü kişi sayılabilir. Bunların arasında, dünyaca ünlü polisiye yazarı Agatha Christie , ünlü yazar Ernest Hemingway ve Mark Twain, aktris Greta Garbo, Zsa Zsa Gabor ve İtalyan yazar Umberto Eco gibi kişileri saymak mümkündür.  11 Eylül 1924- Bursa Aslında    Pera Palas Oteli'nin en önemli konuklarından biri de c umhuriyeti kurmuş olan Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'tür. Atatürk otelin 101 numaralı odasında zaman zaman kalmış, burada çalışmış hatta buraya gelen önemli konuklarını bu odada ağırlamıştır. Otel tarafından Mustafa Kemal Atatürk'ün 100. doğum yıldönümünde bu oda düzenlenerek,  müze oda haline getirilmiştir. Dileyen herkes her gün 10.00-11.00 ve 15.00-16.00 saatleri arasında bu odayı gezebilir. Pera Palas Oteli- 101 nolu oda Şimdi sizler

Sosyalleşmek; insanlarla bir arada olmak, onlarla iletişim kurmak olarak kısaca tanımlanabilir.   Ya da k alabalık ortamlarda bulunmak, ev halkından başka biriyle veya birileriyle ev dışında görüşmek, diye de tanımlanabilir. Psikolojik olarak sosyalleşmek, insanlar için ihtiyaç olarak  görülüyor. Herkes sosyalleşmeli gibi söylemleri medyada sık sık duyuyoruz. İletişim kurmanın,  insanlar için çok faydalı olduğu basın yoluyla da çoğunlukla yazılıyor ve çiziliyor. Diğer insanlarla bir arada olmanın önemi bilim insanları tarafından da sürekli hatırlatılıyor.                                   Sosyalleşmek bence;  hele de yaş aldıktan sonra çokta gerekli bir şey değil! Şimdilerde yaş almayı beklemeden gençler de zamanlarını yalnız geçiriyorlar. Kalabalıklar içinde olmak istemeyenler, zamanını internet başında  harcıyor. İnternet çağı olduğundan zaten çoğu insan tek başına yaşıyor ve bir çok kişi yalnız olmayı seçiyor. Herkes elinde akıllı telefonlarla, sosyal medya ile yalnızlığını

Bir sergi salonu olan Arter, Eylül ayı itibariyle Dolapdere'de ki yeni binasına taşınarak ziyaretçilere artık orada hizmet veriyor. Daha önceleri İstiklal Caddesi üstündeki, şimdilerde Meşher'in binasında faaliyet gösteren Arter, daha görkemli, daha kapsamlı bir sergi alanı olarak Dolapdere'de ki yerinde İstanbullulara kapılarını açtı. Arter İstiklal Caddesi’ndeki binasında  2010-2018  yılları arasında  35 sergiyi izleyicilerle buluşturan Arter,  çağdaş sanatın görünürlüğüne katkıda bulunurken, bu sergiler kapsamında  183 eserin  üretimine de destek sağladı. Arter’in sergilerine her bir sergi için hem içerik hem de tasarım anlamında özel olarak hazırlanan yayınlar ile konuşmalar, performanslar ve atölye çalışmaları eşlik etti. Arter, Eylül ayından itibaren   Grimshaw Mimarlık’ın  tasarladığı binasında koleksiyonunun hem içinden hem de dışından oluşturduğu sergilerin yanı sıra farklı disiplinleri bir araya getiren etkinlikleri, film ve  öğrenme programı ve yayınlarıyla

Gaziantep; Güneydoğu Anadolu'nun sanayi, kültür, gastronomi yani her anlamda en gelişmiş kentidir. Şehrin adı, halk arasında çoğunlukla Antep olarak söylenir. Burası ''Güneydoğu'nun Parisi'' olarak da adlandırılır.  Tarihi kadar yöresel yemekleri ile de görülmesi gereken bir şehirdir. Biz de ailece geçen ay Adıyaman turundan sonra bu güzel şehre uğrayarak,  Antep'in leziz yemeklerini yemeden dönmek istemedik. İki gün kaldığımız için de kısa bir şehir turu yaptık ama  Zeugma Mozaik Müzesi'ni detaylı olarak gezdik. Gezdiğimiz yerleri kısa kısa anlatmaya çalışacağım.;))  Gezilmesi gereken diğer müzeler için de hepsinin birbirine çok yakın olduğunu söyleyebilirim. Birini bulduktan sonra diğer müze için tabelalar ile çok iyi yönlendirme yapılmış. Tabela ile hareket etmem derseniz de Google Maps sağolsun imdadınıza yetişiyor. :)) Elinizde bir akıllı telefon varsa eğer, Google Maps ile hepsinin yerlerini çok kolay bulabilirsiniz.  ;)) Gaziante