Kayıtlar

Şubat, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

YAHYA EFENDİ TÜRBESİ'NİN GİZEMİ!

Resim
Dua etmek insanı rahatlatan bir ritüeldir. Dua sırasında Allah'a kendimizi yakın hissederiz. O anda yaradan ve yaratılan baş başadır. Dua ederken gelecekle ilgili tanrıdan istediklerimizi, dileklerimizi tek tek içimizden söyleriz. Ellerimizi açarak Allah'tan bir şeyler isterken, o an çok mistik bir andır. Kişinin bir dine yada Allah'a inancı varsa, dua ettiğinde, içi aydınlanır ve huzur bulur.  İnsanın hiç görmediği bir şeye inanması da gizemlidir. Dokunamadığı, sesini duymadığı bir güce inanmak, ona gönülden bağlı olmak, güven duymak, çok yüce bir duygudur.  Bu duygular dua ederken, çoğu insanın hissettiği şeylerdir.  Zaman zaman Allah'a yakın olmak ve ona dua etmek için camilere gidildiği gibi eski çağlarda yaşamış din alimlerinin, mezarlarının olduğu türbe denen binalara da gidilerek dua edilir. Dua etmek için ben de zaman zaman çeşitli camilere yada türbelere giderim. Yine dua etmek için, bir cuma günü Beşiktaş'ta bulunan Yahya Efendi türbesini ziyaret

14 ŞUBAT SEVGİLİLER GÜNÜ

Resim
14 Şubat Sevgililer Günü'nün adı her ne kadar Türkçe'de Sevgililer Günü olarak geçse de  asıl adı ''Aziz Valentine Günü'' dür (St.Valentine Day's).  M.S. 200 yıllarında Roma'da  Aziz Valentine'in aşıkları 14 Şubat'ta evlendirmesi ile birlikte romantizm o gün ile ilişkilendirilmiş. Sonrasında da bu gün İngiltere'de geleneksel olarak Aziz Valentine Day adıyla kutlanmış.Daha sonraları Amerika'da 19. yüzyılda sevgililerin birbirine 14 Şubat günü kart göndermesiyle popüler bir gün olmuş.  Bizim ülkemize ise Sevgililer Günü'nü tanıtan gazeteci, yazar Hıncal Uluç'tur. 1977 yılında Amerikalı olan karısı tarafından kendisine St.Valentine Day's öğretilmiş o da Türkiye'ye Sevgililer Günü olarak 14 Şubatı tanıtmış ve kutlanmasını sağlamış . Tüm dünyada 14 Şubat günü haftalar öncesinden, reklamlar sayesinde özellikle çift olanlara bir anlamda dayatılıyor. Birbirlerine hediye almaları teşvik ediliyor. Her şey de olduğu gibi S

BUNU HİÇ BEKLEMİYORDUM!

Resim
4 şubat benim doğum günüm. Her insan için doğum günü demek; yeni bir yaş, yeni bir yıl, yeni bir hayat demektir. Doğum günü demek bir yaş daha büyümek demektir. İnsanlar doğum günü geldiğinde, yeni bir yaşa girmeyi heyecanla, coşkuyla, sevdikleriyle beraber kutlamak isterler. Bu özel günde herkes pastasındaki mumları üflemeyi, bir mesaj yada telefon ile yakınları tarafından anımsanmayı bekler. O özel günde yeni yaşının kutlanmasını duymak ve doğum gününde hatırlanmak bazıları için sevildiğini bilmektir.  Böyle bir şeyi yaşamak o kişiler için mutluluk sebebidir. O özel  günde yakın sandığı kişiler doğum gününü hatırlamadıysa, doğum günü çocuğu kırılır ve üzülür. Bende eskiden doğum günümde hatırlanmadığım için buna kafayı takan biriydim. Herkes gibi o özel günde aranmak isterdim, hatırlanmak isterdim. Sevdiğim biri doğum günümü hatırlamadıysa ona sitem ederdim, kırılır, darılırdım. Telefonla aramayanları kara listeye yazar, ben de onlara, aynı şekilde davranırdım.  Fak

BENİM İÇİN ŞUBAT AYI

Resim
Şubat ayı iki yıl öncesine kadar doğduğum aydı. Doğum günüm şubatın dördü olması sebebiyle şubat ayı benim için bir yaş daha aldığım aydı. Doğum günümü bazen çekirdek ailem ile evde kendi aramızda kutlardık. Çoğunlukla da sürpriz pasta alan kardeşlerimin ve onların çocuklarının geldiği, nadiren anne ve babamın katıldığı, neşeli zamanlar geçirdiğimiz bir aydı, şubat ayı. Zamanın sohbet muhabbetle güzelleştiği, pastanın bahane olduğu keyifli vakit geçirdiğimiz bir aydı, şubat ayı.  Fakat iki yıl önce, kız kardeşimi şubat ayının birinci günü kaybettik. 2 Şubat günü ise kız kardeşimi toprağa verdiğimiz gün. Bu yüzden o sıkıntılı günlerden sonra hiç bir şey eskisi gibi olmadı. Kız kardeşimi toprağa verdikten sonra her yer acı, her yer hüzün, her yer üzüntü doldu. Onu kaybetmenin ıstırabıyla herkes bir tarafa dağıldı. Kendimi toparlayamadan anne ve babamın kederini hafifletmeye uğraştım. Ben kardeşimi kaybetmiştim ama o ikisi evladını kaybetmişti. Onların yanında  elimden geleni