Mavi Boncuk

Aralık ayının sonu geldiğinde,  benim için bir yılı değerlendirme zamanı gelmiş demektir. ;)) Geçen sene de bu değerlendirme yazısını yazmışım.  Yazıya şöyle bir göz attığımda,  2017 nin bana neler öğrettiğini ve yaşadıklarımdan nasıl dersler çıkardığımı yazmışım. 2017, ders alma bakımından oldukça ağır bir yıldı. Bu sene de pek hafif geçmedi ama yine de şükrettiğim bir sene oldu.;)) 2018 yılının bana öğrettikleri ve  aldığım derslere gelirsek, iyisiyle kötüsüyle bir yılın özetini buradan yapmaya başlayabilirim. Bu sene biraz eleme yılı oldu. Eleme derken, elekten un elemek anlaşılmasın. ;)). İnsanların gerçek yüzlerini görmek ve onlarla bağlarımı kopartmak, ilişkilerimi gözden geçirmek anlamında bu terimi kullandım.  Anlayacağınız, b azı ''yakın'' olduğunu zannettiğim insanları hayatımdan çıkardım. Bu insanlar bana negatiflik yükleyen insanlarmış. Hayatımdan çıkardıktan sonra bunu daha net görebildim. Beni mutsuz ediyorlarmış. Onlar etrafımda

İddialı olmak iyi bir şeydir. Bence kişiyi idealine yaklaştırır.  Fakat benim için pekte öyle olmadı. İddialı konuştuğum konuyla ilgili olarak plan yapıyorken, gelişen olaylar sonucu o plan tepetaklak oldu. Yani siz plan yaparken hayatın getirdiklerini yaşamak cümlesinde ki gibi. Bunu sanki sürekli yaşıyordum. O yüzden de  çok şanssız bir insan olduğumu düşünmeye başlamıştım. :((     Fakat sonradan geri dönüp bakınca şanssızlık gibi görünenin, aslında benim için bir şans olmasıymış. Üniversite sınavına girmiştim. Sınava giriş sürecimle ilgili detaylı bir yazı yazmıştım. Hatta yazının sonunu da oldukça iddialı bir şekilde bitirmiştim. :))  Tercih yaparak bir yerde okumak istiyordum. Aldığım puana göre bir okula girebiliyordum. Üniversite sınavının sonunda , ortalama bir puanım vardı.  Biraz Türk filmi gibi olacak ama kader ağlarını bu konuda da örüyormuş. Kaderin ağlarını ördüğünü çok çabuk öğrendim. Tercih yapacakken eşimin beyin kanaması geçirdiğini ve apar topar am

Başlığa bakarak acaba pasta şahane olacak mı diye düşünmeyin. Gerçekten sonuç mükemmel. İki pasta tarifini karıştırarak tek bir tarif haline getirdim. Pastanın keki başka tarif,  kreması ise başka bir tarifti. Tarifler karışınca yeni bir pasta  yapmış oldum. Özel günler için yapılabilir. Yalnız bir gece önceden yapın ve buzdolabında bekletin Biraz iddialı olacak ama bu pasta için p astahanede ki pastalar gibi bir pasta diyebilirim. Deneyin hiç pişman olmayacaksınız.    ;)) Pasta keki için malzemeler: 4 adet yumurta 1 su bardağı toz şeker 1 Türk kahve fincanı su 1 Türk kahve fincanı sıvı yağ 1 su bardağı un 1 paket vanilya 1 su bardağı nişasta 1 paket kabartma tozu Kekin yapılışı: Yumurtaları köpürene kadar çırpın. Şekeri ilave edin. Su ve sıvı yağ ekleyin. Çırpmaya devam edin. En son kuru malzemelerin hepsini ekleyin ve kısa bir süre daha çırpın. Bütün malzeme karıştıktan sonra yağlanmış kek kalıbına  karışımı dökün. Kek hamurunu,180 derecede 

İstanbul; efsaneler yazılmış şehir. Romanlara konu olmuş, ortasından deniz geçen şehir, İstanbul... İstanbul için söylenecek, yazılacak çok şey bulunabilir. Özellikle  İstanbul'u gezdiğin zaman, görüntüsünden etkilenmemek mümkün değil.  Tarihi dokusu ile de yıllar boyunca sultanlar, padişahlar da bu şehirden etkilenmiş ve  bu şehri ele geçirmek için savaşlar vermişler.  Bu yüzden İstanbul'da tarihi yapılar, semtler oldukça fazladır. Tarihi geçmişi olan semtleri gezdikçe yeni yerler keşfetmek de  mümkündür.   Bir de şöyle bir şey olur bu şehirde, aynı yerlere bir çok defa gidersin ve o yerlerden sıkılmazsın. Büyülü, etkileyici bir şehirdir İstanbul. Adına şiirler yazılmış şehirdir. Ortaköy Camisi Yahya Kemal Beyatlı'nın bir şiirinde de dediği gibi; ''Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul! Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer. Ömrüm oldukça, gönül tahtıma keyfince kurul! Sade bir semtini sevmek bile ömre değer...'

İstanbul; tarihi açıdan zengin bir şehir olup kuruluşu ise milattan önceye kadar dayanmaktadır.  Tabii ki bu  kuruluşu milattan önceye dayanan bu şehirde bir çok tarihi  yapı görmek mümkün. Bu yapıların bir çoğu t arihi yarımada olarak  adlandırılan Sultanahmet Meydanı'nda bulunuyor. İstanbul'luların bildiği gibi; buradaki yapıların en önemlileri Topkapı Sarayı, Ayasofya , Yerebatan Sarnıcı ve  Sultanahmet Camisi'dir.  Geçen hafta bu tarihi meydanda dolaşmak ve Topkapı Sarayı'nı gezmek için bir fırsatım oldu. Böyle bir gezi yaptığım için de bu yazımda buralardan  bahsedeceğim. Yağmurlu bir İstanbul sabahında Vezneciler semtinden Sultanahmet Meydanına kendi şehrimde bir turist gibi yürüyerek, geziye başladım. :))  Biraz romantik bir başlangıç oldu ama gerçekten hava yağmurluydu. Aynı zamanda soğuk bir havaydı. Hem aralık ayına hem de  kışa yakışır bir gündü. Topkapı Sarayını gezmeye kararlı olduğum için soğuk hava beni planımdan geri döndüremedi. :))