Kayıtlar

2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

GÜLE GÜLE 2021, HOŞGELDİN 2022

Resim
Her sene, olduğu gibi genel olarak yılın bilançosunu yaptıktan sonra geçen sene için bireysel yaşadıklarımı ve dileklerimi sıraladığım, yılın son yazısını da buraya ekliyorum. :)) 2021 yılı benim için de Covid-19 yılıydı. Tüm sene Coronadan sakınarak, tedbire devam ederek geçirdim. Maskeyle bütünleşerek, mesafeye dikkat ederek  2021 yılını bitirdim. Aşılarımı oldum, görüştüklerimi minimumda tutarak, Coronayı etrafımdan uzak tuttum çok şükür. Benim için 2021 yine Covid-19 yüzünden, endişe ve belirsizlikle geçti. Çünkü virüs bu sene de  coştu ve mutasyona uğrayarak daha fazla bulaşıcılığını arttırdı. Daha çok insanı hasta etmeye devam etti. Hastalığın bitip bitmeyeceği konusu herkes gibi, beni de oldukça bunalttı. Özellikle yaz aylarında insanların önlemleri hiçe saydığı zamanlar, benim için zorlandığım zamanlardı. Bazı anlar maskesiz kişilere maskesini takması uyarısını yaparak, bazılarına aramızda ki mesafeyi açması konusunu hatırlatmakla geçti. Bunun yüzünden tartışmak bile gerekti. İ

2021 YILINDA OLANLAR -2

Resim
2021 yılının özetine, devam ediyoruz...  :) Kasım Aralık ayları geldiğinde ise ülke ekonomik kriz haberleriyle çalkalanmaya başladı. Önü alınamayan bir pahalılık olmaya başladı. Et, süt, kahve, sebze, meyve birden aşırı zamlandı. Marketlerde un rafları boşalmaya, yağ fiyatlarının önü alınamamaya başladı. Ekmek büfelerinin önünde kuyruklar oldu. Bu arada da dolar hızla artmaya başladı. Ülkede düşük faiz politikası uygulanmaya başlandı. Merkez Bankası faiz indirimine başladı. Faizler indikçe kurlar arttı.  20 Aralık 2021 tarihinde gram altı, 1008,87 TL, Dolar 17.45 TL, Euro  19,65 TL olmuştu.  Sonra birden bire  21 Aralık 2021 akşamı  dövize endeksli mevduat hesabı adı altında, Türk parasını koruma amaçlı yeni bir sistem açıklandı. Ve o  akşam dolar kuru aniden, düşmeye başladı. 21 Aralık 2021 tarihinde kur en düşük seviyeden işlem gördü. Dolar 11,12 TL  Euro 13,090 TL  oldu. Altının gramı ise 693,23 TL kadar indi. Sanırım; sade vatandaşın anlayamadığı şeyler olmaya devam ediyordu!! Peki

2021 YILINDA OLANLAR -1

Resim
2021 yılı bitiyor. Çalışanlar bilir yıl sonu  geçmiş senenin hesabı toplanır. ;)) Bana göre de,  Aralık ayının son günleri  geçen yılın nasıl geçtiğinin bilançosunun yapılma zamanıdır,  O zaman gelenek bozulmasın ve  kısaca yılın özetini yapalım. ;))) 2019 ve 2020 yılı gibi, 2021 yılı  da Covid-19 yılı oldu. :(  Bu yıl, insanların bilmediği ve tanımadığı bir virüsü, artık herkes tanıyordu.  Covid-19 un bulaşıcılığını, hasta etmesini hatta öldürücülüğünü bu yıl artık tamamen, bence öğrendik. Endişe ve korku seviyesini düşürmeyi, başardık. Çünkü hasta olanlar iyileşiyordu! Hatta tedbiri elden bırakanlar çoğalmaya başladı. En önemlisi bu yıl, virüsün mutasyonlarını tanıdığımız bir yıl oldu. Sayesinde, Alfa, Beta, Delta, Gamma son olarak da  Omicron varyantları çıktı. Sonunda da Yunan alfabesini  sökecek düzeye geldik. ;) Bu virüs için aşılar bulundu ama hala çoğunluğun bu aşıları olması sağlanamadı. Bir çok ülke aşı karşıtlarının gösterisine maruz kaldı. Tek iyi haber, bu virüse karşı bir

DON'T LOOK UP

Resim
Yukarı bakma!  Netflix de yayınlanan, Hollywood ünlülerinin oynadığı, bir filmin adı "yukarı bakma". Başrollerinde Leonardo DiCaprio ve Jennifer Lawrence oynuyor. Daha da bir çok ünlü, irili ufaklı roller paylaşmış. Merly Streep, Ariana Grande, Cate Blancet gibi. Türü için de  hiciv bilim kurgu deniyor. Çünkü her bir karakter, günümüzde birine benzetilmiş ve anlatılmak istenen de aslında biraz iğneleyici ifadelerle eleştirilmiş.  Filmin yapımcıları bunu inkar etmemişler ve bu filmdeki herkesin aslında gerçek olan birilerinden örnek alındığını söylemişler. Gerçekten de izlerken bu karakter, şu kişi olabilir diyorsunuz. Filmi beğenenler kadar sevmeyenler de olmuş. Hatta bazıları, filmde oyunculuğu abartılı bulmuş ve tamamını izlememiş, yarıda bırakmış.  Ben filmi sevenlerdenim. Hatta zaman zaman soluksuz izledim. Şaşırdım, eğlendim. ;) Filmi özetlersek; dünyaya çarpacak olan bir kuyruklu yıldızı fark eden iki düşük seviyeli bilim insanının önce Amerikan başkanını sonra da  medy

NAR BAYRAMI - NARDUGAN

Resim
2021 yılının en uzun gecesi olan 21 Aralık gecesini de arkamızda bıraktık.  22 Aralık günü itibariyle karanlık geri çekilirken 21 hazirana kadar gündüzün dönemi başlıyor. Yani günler uzuyor! Bu sene en uzun gece aynı zamanda dolunaya denk geldi. Astrologların dolunay ile neyse ki güzel söylemleri oldu. Yılın son dolunayı için umut ve neşe dolu diyenler vardı. Bu bizim ülke için ne kadar geçerli tartışılır!  Bu arada 21 Aralık gecesi kutlanan, nar bayramını da yeni öğrendik. Geçen seneye kadar ülkemizde, pek bilinmeyen bu bayramın, çeşitli kanallarda adı geçmeye başladı. Aslında adı Nardugan Bayramı imiş! Nardugan bayramı adından da anlaşıldığı üzere nar yenerek kutlanan bir bayram. İnternette edindiğim bilgilere göre; Türklerin yüzyıllardır sürdürdüğü Nardugan (Nartugan) ismiyle bilinen 'yeniden doğuş bayramı' 21 Aralık'ta kutlanıyor. Çünkü dönenceye (ekinoks) göre en kısa gündüz, en uzun gecenin yaşandığı 21 Aralık'tan sonra yeni yılın geldiğine inanılıyor. (Nar=güneş,

SADECE ÜŞÜTMEK

Resim
Son yıllarda insanın vücudunda bir yeri ağrıyorsa bu ağrıların psikolojik olma ihtimali de göz önünde tutuluyor. Sık sık ağrıyan bölgeler için stres kaynaklı olma ihtimali de dikkate alınıyor. Bir de büyük şehir hayatında her şeyi hızlı hızlı yapmak, her şeye yetişmek istemek ve sonucunda kendini ihmal etmenin de kronik ağrılara yol açtığı söyleniyor. Ağrılar sık ve tekrarlıyorsa, insanın telaşlı halini bırakması ve durağan hale geçip yavaşlaması gerektiği söyleniyor.  Gerçekten de düşününce, hep bir koşturma içinde olduğumuz görülebilir. Büyük şehirde yaşamaktan, çok çabalamaktan, her şeye yetişmek istemekten, belki de kendini ihmal etmekten doktorun geçiremediği her şey psikolojiye bağlanıyor. Gerçi biz de duygusal varlıklarız. Belki de, duygularımızla başa çıkamayınca, b ir gün belin tutuluyor yataktan kalkamıyorsun. Veya dizlerinde ağrıyla, bileğinde bir baskıyla uyanıyorsun. Bilinmez! Ancak  burada sipirütüel şeylere kafa yoranlar devreye giriyor.  Ve diyorlar ki; "Evren sana

YENİ BİR YIL İÇİN HEYECANLI MIYIZ?

Resim
2021 biterken, içimizde yeni bir yıla girmek için heves var mı? Kendi kendime son zamanlarda sorduğum bir soru bu, yeni bir yıla girmek için istekli miyiz? 365 gün, evet tamı tamına 365 gün geçti. Diğer bir deyimle, koca bir yıl geçti. Bu yılı da  2019 ve 2020 gibi, bir virüsle uğraşarak, geride bırakıyoruz. 2021 yılı da, diğer iki yıl gibi, -benzetme doğru olacak sanki- içimizden geçti. ;)  Aralık ayında olduğumuzu, yılın bitiyor olmasını ancak  durup düşününce anlıyoruz.  Yeni bir yılın geldiğini, 31 Aralık gecesi bir kutlama yapıldığını ancak internette gezinirken yabancılara bakınca hatırlıyoruz. Sanki onlar bu konuda bizlerden farklı olarak coşkulular gibi görünüyorlar. En azından her sokak, her cadde ışıl ışıl, seviniyorlar gibi yeni bir yıl için. Mağazalar, vitrinler süslenmiş, yeni yıl süslerini dükkanlarda bolca görmek mümkün. İki yıllık bir pandemi sürecinden sonra heyecanlılar gibi! Belki de bizlerden farklı olarak, gelecek kaygısı yaşamadıklarındandır, yeni yıla girme sevin

KELEBEK ALTIN MIDIR?

Resim
Her ödül töreninin arkasından konuşulur. Bu durumun dünyada da böyle olduğunu, koskoca Oscar törenlerinin arkasından dahi hak eden ve etmeyen diye konuşulduğunu biliyoruz.  Bizim ülkemizde de gelenek bozulmaz ve herkesin arkasından konuşulduğu gibi bir ödül dağıtıldığında da arkasından konuşulur . ;))   Ödül alanların ödülü hak edip etmedikleri tartışılır. Sebepler, nedenler bitmez. Eleştirilir de eleştirilir. Bu arada ödülü alanlar mutludur. Alamayanlar, ödül verenlerin hak yediğini, emek vermeyenlerin ödülü aldığını dedikodu ederler. Kendi çalışmalarının görülmediğini savunurlar. Bazen haklıdırlar ama ödüller dağıtılmış ve alanlar evlerinde en güzel köşeye ödülü koymuştur. Zaten bu kişiler de zaman içinde  konuşmayı bırakır veya konuşsalar da gündem değişir ve sesleri duyulmaz!  Bu törenlerin arkasından konuşulanların, belki de en önemlisi, katılanların ne giydikleridir. Törene nasıl katıldıklarıdır. Hangi modacı giydirmiştir. Saçları nasıldır. Kadınların makyajları konuşulur, taktık

YENİ BİR FIRTINA GELİYOR!

Resim
Dikkat dikkat, meteorolojiden yeni bir uyarı var.  3 aralık cuma günü İstanbul da yine lodos esecekmiş!!  Rüzgarın hızı  60-75 km/saat şeklinde beklendiğinden yaşanacak olumsuzluklara karşı İstanbulluların, dikkatli ve tedbirli olunması söylenmiş. Korkacak bir durum yok deniyor!  Hava durumuyla ilgili Twitterda bazı hesaplardan okuduğuma göre bunun, bir önce ki yaşanan fırtına gibi olmayacağı söyleniyor.  Dualarım bu yönde ;) Çünkü, pazartesi günü yaşadıklarımızı unutmak imkansız. Yine meteoroloji uyarmıştı fırtına olacak demişti ancak böyle bir rüzgar ben uzun zamandır görmemiştim. Zaten o fırtınadan sonra çıkan fatura yaşananların çok vahim olduğunu gösterdi. O  gün rüzgar bazı bölgelerde 130 km/saat olarak esmiş.  Gelen görüntüler de bunun doğruluğunu kanıtlıyordu çünkü o görüntüler hiç iç açıcı değildi. Uçan çatılar vardı ve korkuyla telefonlara çekilmişti.  Binalardan kopan betonlar havalarda uçuyordu ve yere düştüğünde zarar gören araçlar çoktu. Rüzgarın şiddetinden dolayı kökünd

PSİKOLOJİLER BOZUK!

Resim
Sağlık denince ilk akla gelen vücut sağlıdır. Ancak bence ruh hali veya psikoloji, vücut sağlığı kadar  önemli olandır. Yalnız son iki yıldır, kimsenin ruh sağlığının, sağlam kalmadığını da tahmin etmek güç değil. Bunun sebebi de, bilindiği üzere dünyayı esir alan pandemi! İnsanlar Covid-19  virüsünden korunmak için evden fazla çıkamadıklarından dolayı, anksiyete ve depresyon ile uğraşıyor. Sürekli devam eden endişe hali sonucunda, karmaşık bir zihinle mücadele ediyorlar. Kimileri sakin kalabilirken, kimileri de saldırganlaşabiliyor. Sonrasında da en ufak bir tartışma, kavga ile son buluyor.  İletişim kanallarını, takip ettiğimizde en ufak bir anlaşmazlıkta, insanların birbirini öldürüp, yaraladığını görüyoruz. Trafikte hak ihlali had safhada! En ufak bir ikaz karşısında uyarılan sanki karşısında kan davalısı varmış gibi size bakıp, saygısızca cevap verebiliyor. Kimde ateşli silah var, kimde kesici alet var bilmek mümkün olamıyor. Bir anda insanlar kavgaya tutuşabiliyor. Herkes patlama

AĞLAMA KURSU

Resim
  Ağlamak;  TDK ya göre duyumsanan bir acı üzüntü vb. nedeniyle inleyerek, hıçkırarak , çığlıklar atarak ya da bir sevinç karşısında kahkahalar içinde  ya da sessizce göz yaşı dökmek, gözlerinden yaş gelmek demektir. Ağlamak, insanların tepkilerini göstermek için yaptıkları çok insani bir durumdur. Aynı zamanda kişiyi rahatlatan da bir eylemdir!. Ağlamak, erkeklerin  imtina ettikleri ,kadınların ise gayet doğal yaptıkları bir şeydir.  Çoğunlukla ağlamanın insanı güçsüzleştirdiği düşünülse de yaşadığımız duygusal karmaşadan kurtarır. Bazılarını daha sağlıklı düşünmeye , içsel hesaplaşma yapmasına yardımcı olur.  Ağlamakla ilgili bir çok görüş olabilir. Ancak geçenlerde televizyonda,  Japonya'da ağlama kursu olduğunu görünce oldukça şaşırdığımı yazmadan geçemeyeceğim. Evet, evet yanlış anlamadınız, ağlama kursundan bahsediliyordu !    Şaka değil, gerçek! Japonya da yoğun iş temposu ve mesailer nedeniyle ağır stres altına giren çalışanların duygularını rahat ifade edemedikleri ortaya

BAŞ BELASI MERKÜR

Resim
Ah Merkür, vah Merkür! :)) Yazıya bu tür nidalarla, başlamakta ne kadar haklı olduğumu anlatmak gerekirse,astrologların söylediğine göre, 20 ekim tarihine kadar baş belası Merkür, yine geri hareket ediyormuş. Yine diyorum çünkü yılda iki ya da üç kere Merkür geri hareket  edermiş. :((  Aslında geri hareket etmiyormuş da yavaşlıyormuş. Yavaşlayınca da geri hareket ediyor gibi görünürmüş.  ;)) Küçük bir bilgi vermek isterim. Gezegenlerin yavaşlamasının,geri gitmesinin bir diğer adı da retro olarak adlandırılıyor. Bu arada; retro zamanında, o gezegenin temsil ettiği konularda her şeyin ters gitmesi veya sorunların çıkması da olasılıklar dahilinde, dikkatli olmak gerekiyor.:(   Ayrıca uyarmak isterim; ülkemizde hayat sanki çok kolay ilerliyormuş gibi, bir de gökyüzü hareketleri ile uğraşmak ruh halimizi berbat edebilir. Çünkü İki yıla yaklaşan bir zamandır zaten dünya ve Türkiye Covid-19 gibi ölümcül bir hastalıkla ile mücadele ediyor. Endişe, anksiyete, gelecek kaygısı pisikolojimizi bozm